2

Bir Darbe Hikayesi


  • Oluşturulma Tarihi : 17.07.2016 07:15
  • Güncelleme Tarihi :

Nur topu gibi bir darbemiz daha oldu.

Kısa hayatımda biri silahlı, biri post modern olmak üzere yaşadığım iki darbe vardı.

Bu üçüncüsü oldu.

O akşam Bornova’da kafeterya sahibi olan ve aynı zamanda müteahhitlik yapan bir arkadaşım beni  davet etmişti. Oraya gittiğimde halı ticareti yapan bir arkadaşı ile oturuyordu. Oturduğum yer itibari ile televizyonu görebiliyordum. Açık olan haber kanalında Fransa’nın Nice kentinde kamyonlu saldırganın yaptığı saldırı ile ilgili görüntü ve konuşmalar vardı. Bir taraftan yemek yiyor diğer taraftan da zaman zaman ekrana bakıyordum. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin trafiğe kapatıldığı haberini gördüğümde bunun köprülere bir terörist saldırı ihtimaline karşı yapılmış bir önlem olduğunu düşündüm.

Sohbetimize devam ettik. Yemekten sonra Bornova’da müteahhit arkadaşımın yeni yaptığı binanın olduğu yere doğru yürüyüşe çıktık. Yolda birkaç kere telefonu çaldı. ‘Ankara’da patlama ve silahlı çatışmalar var. Genelkurmay Başkanlığının orada oluyormuş. Sanırım bir darbe girişimi var’ dedi bize. Biz Bornova merkeze doğru giderken başka başka kişilerden aynı konuda telefon gelmeye devam ediyordu.

Bornova’nın merkezinde, anayol üstünde oldukça geniş bir alanda çok büyük bir işe girmişti. “Sadece daire sahiplerinin vekalet ve diğer işlemleri 800 bin lira tuttu” dedi. ‘18 ay içinde bitirmeyi planlıyoruz ama..’ diye devam etti. ‘Ama?’ diye yüzüne baktım. ‘Ama baksana ortalık karıştı’ dedi. Yüzü sararmış, kaygısı yüz ifadesinden net bir şekilde belli oluyordu.

Dönerken konumuz darbe başarılı olsa da olmasa da olacaklardı. ‘Artık uzunca bir süre yabancı sermaye ve yatırım gelmez. Dövizi gör hele sen, nasıl fırlar şimdi. Tabii ki bu da her şeye yansır. Zaten her şey ince bir çizgide gidiyordu. Daha da kötü olacak. Umarım başarılı olmaz’ dedi.

Döndük, televizyonun olduğu ön tarafta birkaç masada insanlar dikkatle haber kanalını izliyorlardı.

Artık saat gece yarısını geçiyordu. Televizyondan olan olayların bu işi organize edenlerin tanımı ile ‘Yönetime el koyma’  hükümetin tanımı ile ‘kalkışma’ olduğu kesinleşmişti. Masada oturan bazı kişiler ‘İyi oldu. Bunların başka türlü gideceği yoktu. Ülkeyi ne hale getirdiler’ diyorken ‘Bu iş darbe ile olmaz. Askeri yönetim daha mı iyi olacak?’ diyenler de vardı. Birisi ‘Göreceksiniz bu bir oyun ve sonrası daha kötü olacak’ dedi. Kafeteryada bir açık oturum başlamıştı adeta.

Sosyal paylaşım siteleri, telefonlar çalışmaya devam ediyordu. İstanbul ve Ankara savaş alanına dönmüşken İzmir’de ise herkes normal yaşantısına devam ediyordu. Kafeteryada yapılan olumlu, olumsuz yorumlar sosyal paylaşım sitelerinde de aynı şekilde paylaşılmaya devam ediyordu.

Devam edecek….

Bir Darbe Hikayesi
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan