Sayfa Yükleniyor...
Evlendiğimizde âşıktım ben ona. Onu görünce ellerim ayaklarım titriyor, ne yapacağımı bilemiyor, ne söyleyeceğimi şaşırıyordum. Sadece ve sadece ona bakmak, onunla konuşmak, onu mutlu etmek istiyordum. En sevdiği yemekleri tam da onun istediği gibi hazırlıyor, akşamları pencere önünde onun yolunu gözlüyordum. Gelmesi gereken zamandan birkaç dakika gecikse Nerede kaldı, bir şey mi oldu acaba? diye telaşlanırdım. Bazen kendimi tutamaz arardım da.
Onun ellerini tutmayı çok seviyordum. Şey gibi hissediyordum kendimi, hani şarjı biten telefonu şarja takarsın ya onun gibi. Onun elini tuttuğumda o gün yaşadığım tüm olumsuzlukları, sorunları unuturdum. Ona dokunmamla içim her dakika artan bir mutlulukla dolardı. O benim enerji kaynağımdı. Ama sanırım o benim için aynı şeyleri hissetmiyordu. Evet, o da benimle olmaktan mutluydu. Zaten bunca ilgi, alaka gören, çevresinde kendisini mutlu etmek için pervane misali dönen bir varlığa sahip biri mutsuz olabilir miydi? Mutluydu ama bana benim ona karşı hissettiklerimi o bana karşı hissetmiyordu. Biliyordum. Bundan dolayı bazen de kendimi suçluyordum. Ben bir şeyleri eksik yapıyorum diye. O yüzden çok daha fazla çabaladım.
Hamile kaldığımda bu yüzden çok daha fazla sevindim. Bir çocuğumuz olursa beni daha fazla sevebilirdi. Ona haberi verdiğimde sevinçten boynuma sarılacağını, beni kucaklayıp havalara kaldıracağını düşünmüştüm. Öyle mi? Çok sevindim diye yüzünde öylesine bir gülümseme belirdi işte. Hamileyken tayinimiz bir doğu iline çıkmıştı. Çarşıya indiğimizde onun elini tutmak istedim. Burada böyle şeyler yapılır mı? diye sertçe söyleyip bir bakışı vardı ki Görmeliydin. Benden utanıyor muydu? Beni hiç mi sevmiyordu? El tutmak gibi sevgiyi ifade eden masum bir hareketin doğusu-batısı var mıydı? O günden sonra dışarıda onun elini tutmak için bir istek olmadı içimde. Böyle ufak tefek şeyler isteğimi, arzumu kırdı. Aradan zaman geçtikçe de ona karşı eski sevgimi kaybettim.
Çalışmama Ne gerek var ki? Ne istiyorsan almıyor muyum? diye karşı çıkmıştı. Ama ben kendimi onun karşısında bir hiç olarak görüyordum. Bir şeyler yapabileceğimi ama en önemlisi onsuz da var olabileceğimi göstermek istedim. O bana destek olmak yerine sürekli eleştirdi, ev işlerimi, kızımı ihmal ettiğimi söyledi, yaptıklarımı değil yapmadıklarımı gördü.
Ben neden bütün bunları çekiyorum? diye sordum kendi kendime. Bu soru kafamda dönüp durdu uzun zaman. En sonunda kararımı verdim. Aileme de sormadım. Sorsam onların karşı çıkacaklarını, Deli misin? Ne eksiğin var? Otur oturduğun yerde diyeceklerini biliyordum. Onlara da söylemeden ona ayrılmak istediğimi söyledim. Yüzüme o kadar çok şaşkın bir şekilde bakışı vardı ki. Görmeliydin. Neden? Ne oldu? Başka biri mi? gibi bir sürü şey sordu. Hayatımda biri yok. Sen dahil dedim. Anlamamıştı
Şimdi o kadar çok değişti ki. Beni mutlu etmek için o etrafımda dönüyor. Hatta geçen gün alışverişe çıktığımızda elimi tutmak istedi. Yıllar sonra
Ama artık içimde bir şeyler kırıldı ve o istek yok. Aslında görünürde hiç bir sorunumuz, ayrılırsam insanlara Şu sebeptendi diyebileceğim tek bir şey yok. Muhtemelen Ne yani senin elini tutmadı diye insan ayrılır mı? diyecekler ama bence tek sebep bu
Sence bu ayrılmak için yeterli bir sebep mi?