ÇATIŞMALAR NEDEN TEKRAR BAŞLADI?


  • Oluşturulma Tarihi : 26.09.2015 07:09
  • Güncelleme Tarihi :
ÇATIŞMALAR NEDEN TEKRAR BAŞLADI? yazının resmi

Mardin’den izlenimlerimize devam ediyoruz.

Burada gördüğüm kadarıyla HDP’ye oy verenler arasında bir kafa karışıklığı var. Bazı HDP’liler  Selahattin Demirtaş’ın neden bu derece AK Parti ve Cumhurbaşkanına ‘düşmanlık’ derecesine varan karşı çıkışlar yaptıklarını tam anlayabilmiş değiller. Bunun yanlış bir politika olduğunu çünkü Erdoğan’ın Kürt sorununu çözümü konusunda siyasi hayatını riske atacak adımlar attığını söylüyorlar. Buna mukabil HDP’nin seçim sonuçlarının alındığı gece ‘biz kesinlikle AK Parti ile bir işbirliği yapmayacağız’ çıkışının çok erken olduğunu, uzlaşma yolları aramadığını, seçim propagandasını Erdoğan karşıtı bir çizgiye oturtmakla yanlış yaptığını, onu da küstürdüğünü, bu nedenle artık onunda AK Parti içindeki ‘şahin’lere karşı çıkmadığını, çatışmaların tekrar bu nedenle başladığını söylüyorlar.

Bu tarz düşünenler kasım ayında yapılacak olan seçimde kime oy verecekleri konusunda ciddi bir kararsızlık yaşıyor. Hatta ‘AK Parti burada huzuru sağladı. Biz tekrar oy vermeyi düşünüyoruz’ diyenler az değil.

Bazıları ise Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Leyla Zana, Osman Baydemir, Hatip Dicle gibi eskiden beri DEHAP, HADEP, BDP ve son olarak HDP içinde politika yapmış, sürekli beraber hareket eden bazı kişilerin HDP içinde kendi hakimiyetlerini kaybetmemek adına ‘ortak bir düşman’ belirlediklerini bununda Tayyip Erdoğan olduğunu, bu amaçla Erdoğan karşıtı Cemaat, İstanbul zenginleri, bazı medya patronları  ve  dış güçler ile işbirliği içine girdiğini iddia ediyorlar.

 ‘Bundan ne çıkarları olsun ki?’ diye sorduğunuzda bu kişilerin tüm parti organlarında beraber hareket ederek kendi istedikleri dışında bir belediye başkanı, ya da bir milletvekili adayının çıkmasına müsaade etmediklerini, sürekli kendi yakınlarına görev verdiklerini, böylece bir çıkar grubu oluşturduğunu, bunun karşılığında da işbirliği yaptıkları grupların etkin olduğu medya ve televizyonlarda sürekli ‘iyi haberleri’ ile çıkıp Kürt seçmen gözünde parlatıldıklarını iddia ediyorlar.

Bazı insanlar da olan olaylarda AK Parti’yi suçluyorlar. ‘Esad’ı devirmek için IŞİD, Nusra gibi örgütleri destekledi. IŞİD’e sınırları açtı. Kürtlerin Suriye’de ölmesini seyretti’ diyorlar.

‘AK Parti bundan dolayı mı bu kadar oy kaybetti?’ diye sorduğumuzda, AK Parti için ders niteliğinde bir cevap alıyoruz. Birçok kişi ‘AK Parti’nin batıda iyi belediyecilik ile kazandığı oyların burada ‘kötü belediyecilik’ sebebiyle kaybettiğini’ söylüyor. Bilindiği üzere Mardin’ de daha önce AK Parti olan bir çok belediye son seçimlerde HDP ye geçmiş. Bunun ‘AK Parti’nin yanlış kişileri işbaşına getirmesi, bu kişilerin yaptıkları yolsuzluklar, kendi yakınlarını kayırmaları, servetlerinde açıklanamayacak artışlar’ sebebiyle olduğu söyleniyor. Örnek olarak da Mardin Yenişehir’de bir binayı gösteriyorlar. Her iki devlet hastanesinin tam çıkış kapısını tek başına duran bu bina altındaki eczane, lokanta, büfe gibi işyerleri ile adeta ‘hastaneler için çok özel yapılmış’ gibi duruyor. Dolayısıyla her iki hastanenin tüm alışverişi buradan yapılıyor. Kime ait dersiniz? Ak Partili bir yöneticiye. Diğer partiler buraya ‘adam kayırma ve rant anıtı’ adını vermişler.

‘Peki HDP’li belediyeler nasıl?’ diye sorduğumuzda orada da çok farklı şeyler söyleniyor. Bazıları ‘AK Partili belediye başkanlarından çok daha iyi ve dürüstler’ derken bazıları da ‘Belediye başkanlarının bu işi layıkıyla yapıp yapmayacaklarına bakılmaksızın bu göreve getirildiklerini, onların da halk için gerekli çalışmaları yapmadığını, halka inemediklerini, bazı çıkar ilişkileri içerisine girdiklerini’ söylüyorlar. Ancak bunu söyleyenler bunu çok da sesli bir şekilde dile getirmek istemiyor. Çünkü yıllardır birçok bedeller ödenerek ulaştıkları bu seviyeleri sorunları sesli şekilde dile getirerek kaybetmek istemiyorlar. ‘Adeta hırsız evin içindense şikayet etmeyelim’ diyorlar. Tabi bu durum da dürüst bazı HDP’lileri rahatsız etmiş.

Mesela yine burada söylenenlere göre HDP’nin elindeki Cizre Belediyesi’nde 400 milyarlık makam aracı alındığı, yine Kızıltepe Belediyesi’nin passat makam araçları varken 400 milyar civarında bir fiyatla volvo araba alındığı, birçok mahalle de su ve alt yapı yokken bu tarz alımların halkı rahatsız ettiği söyleniyor.

‘Ne olacak peki?’ derseniz, özetle şöyle söyleyebiliriz;

Devlet’e karşı geçmişte polisin, askerin yaptıklarından dolayı ciddi bir güvensizlik var. Özellikle 90’lı yıllarda Polis Özel Harekat ve JİTEM’in yaptıkları burada yazılamayacak kadar acımasızca. Ancak yine de şunu sevinerek yazabilirim ki çok büyük oranda ‘barış ve karşılıklı güven’ isteği çok fazla.

Çoğunluk eşit vatandaşlık temelinde çatışmanın olmadığı bir ülke istiyor. Çünkü hemen 10 kilometre ötedeki Suriye’de yada Irak’ta olanları kimse burada olsun istemiyor.

Yani bir adım atmak için henüz geç değil…

 

 

ÇATIŞMALAR NEDEN TEKRAR BAŞLADI?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan