Sayfa Yükleniyor...
Cumartesi günü oğlum ile beraber sokakta yürüyorduk.
Oğlumun elini tutmayı çok seviyorum. Çünkü elini tutmak tüm sıkıntılarımı alıp götürüyor. Bir köpek havladığında ya da bir araba yanımızdan hızla geçtiğinde daha sıkı tutuyor. O zaman anlıyorum ki korkuyor.
Her şeyi merak ettiği, sorular sorduğu bir yaşta. Benim de onunla konuşmayı çok sevdiğim, bir şey sorsa da cevaplasam diye düşündüğüm bir dönem.
Biz yürürken yanımızdan bir polis arabası hızla geçti. Oğlum polis, ambulans gibi arabaları küçüklüğünden beri bilir. Baba bak bir polis arabası diye arabayı bana gösterdi. Mahallemizde arada polis arabaları geçer. Oğlum polis arabalarını daha önce görüp bana sorduğunda da Babacığım polis amcalar kötü adamları yakalar. Bizi korumak için burada geziyorlar demiştim.
Sokağın sonuna doğru siren çaldı. Ama kısa bir siren. Oğlum siren sesinden korkmuştu. Elimi daha da sıktı. Baba ne oldu diye bana sordu. Bir şey görememiştim ve sorusuna verilecek mantıklı bir cevabım yoktu. Bilmiyorum babacığım. Gidip bakalım dedim. O tarafa gittiğimizde polisler bir çöp tenekesinin yanında bekleyen yaşlı bir adamın yanında durmuşlardı. Ford transit arabayı süren şoför telefonu ile uğraşıyordu. Şoförün yanındaki genç polis kafasını koltuğun başına yaslamış, ağzı açık bir şekilde uyuyordu. Arkadaki üçüncü polis yaşlı adamın kimliğine bakıyordu.
Çöplerden kağıt, demir, şişe, plastik gibi geri dönüşüm maddelerini toplayan bu yaşlı adam çöp toplayan başkalarından farklı olarak daha düzgün giyimli, tıraşlı, üstünde bir boya firmasının ustalar işini bilir yazılı reklamı olan krem rengi bir şapka takmıştı. Çöp toplarken eline bir şey batmasın diye giydiği eldivenlerinden birini çıkarmış, üzerine büyük bir beyaz çuvalı yerleştirdiği el arabasına yaslanmış bir şekilde, bir polislere bir etrafa bakınıyordu. Bu durumdan rahatsız olduğu belliydi. Ama yapacak bir şeyi de yoktu. Oğlum, Baba polisler hırsız mı yakalamışlar dedi. Hırsız sözünü duyan yaşlı adam bizim tarafa doğru baktı. Gülümsedi. Yok babacığım amca ile sohbet ediyorlar dedim.
Biz onların yanından geçerken oğlum merakla dönüp dönüp onlara bakıyordu.
Biz sokağın sonuna yaklaşırken polis arabası yanımızdan geçti. Datt diye siren çaldı tekrar. Asayiş berkemal demek istediler sanırım. Oğlum yine elimi sıktı. Merak etmiştim. Öyle ya bu yaşlı adamı neden kontrol etmek istemiş olsunlar ki. Genç biri olsa hani hırsız, terörist, canlı bomba diye düşünmüş olabilirlerdi ama o adamı durdurmuş olmalarının nedenini merak etmiştim. Geri döndüm. Yaşlı adam da arabasını sürükleyerek geliyordu.
Amca kolay gelsin dedim.
Sağol evlat dedi.
Ne istiyorlardı senden dedim.
Sorma dedi gülerek. Bende ne olduğunu anlamadım. Benim gibi yaşlı adamdan neden şüphelendiler? Kimliğimi sistemden kontrol ettiler. Temiz çıkınca nerede oturuyorsun? diye sordular. Bende Buca dedim. Narlıdere de ne arıyorsun o zaman? dediler. Bende Bucada bir sürü tanıdık var. Bende çöp toplama işini burada yapıyorum. Ne yapayım, ekmek parası dedim. Gittiler dedi.
Amca yaş kaç? dedim.
62 dedi.
Maşallah dedim.
Sağol evlat dedi.
Amca zor olmuyor mu bu iş? Dedim.
Ne yapayım evlat. Emekli maaşım bin 200 lira. Ev kirası 600. İki kızım var. Büyüğü kocasından şiddet gördü. Ayrıldı. Gerçi ben baştan beri karşı çıkmıştım o adamı görünce ama o seviyorum baba deyince bir şey diyemedim. Ayrılınca bize geldi. Sokağa bırakamazdım. O benim kızım. Bir de torun var. Dünya tatlısı. En çok onu özlüyorum evden ayrılırken. Küçük kızım da işletme bitirdi. İş arıyor. Tabi ki zor bu iş ama ne yapayım. En azından sağlığım yerinde çok şükür. Küçük kız bir iş bulsa dedi.
Ne diyeceğimi bilemedim. Başka devletlerde emekliler o ülke senin bu ülke benim gezerken bizim emeklilerimiz o çöp senin bu çöp benim çöp toplayarak geçinmeye çalışıyorlardı.
Amca en azından geziyorsun, spor yapıyorsun, sağlığın için iyi dedim.
Güldü. Bu işin bana tek zararı sigara oluyor dedi.
Nasıl yani dedim.
Aslında ben sigarayı bırakmıştım. Ama çöplerde paket paket sigara buluyorum. Atmaya da kıyamıyorum, içiyorum dedi gülerek. Bak bu paketi az önce buldum dedi paketi bana uzatarak. Al sen iç dedi.
Sağol amca. Benim oğlan yasakladı bana dedim. Bahçeden nar almıştık. Narı ona uzattım.
Sen buyur bunu ye. Kanını temizler dedim.
Sağ olun diye almak istemedi. Bu bizim oğlanın sizin toruna hediyesi olsun deyince kırmadı aldı.
Amca beraber bir fotoğraf çektirebilir miyiz dedim.
El arabası çıkıyordu arkamızda fotoğrafta. Şu taraftan çek araba çıkmasın dedi.
Amca özellikle çıksın. Sen utanma. Ekmeğini alın teri ile kazanıyorsun. Başkaları utansın dedim.
Üçümüz fotoğrafı çektirdik.
Ayrılırken oğlan sordu. Baba bu amca ne iş yapıyor? dedi.
Amca kirlenmiş kağıtları toplayıp fabrikaya götürüyor. O kağıtlar yıkanıp defter ve kitap yapılıyor dedim.
Polis amcalar ne demişler? dedi.
Polis amcalar ona teşekkür etmişler. Daha çok toplamalısın demişler dedim. Cevap kafasına yatmıştı.
Elimi tuttu ve tekrar yürüyüşe devam ettik