Sayfa Yükleniyor...
Nerede ne yapacağımızı bilmeyen bir milletiz ne yazık ki. Ya da canımız istediğinde, işimize gelen şeyleri yapıyoruz onun ötesindeki şeyleri ya görmezden geliyoruz ya da umursamıyoruz
Kural, kaide, başkalarının hakkına saygı hak getire.
Otobüste oturacak yer kapmak için birbirini ezen insanlar, metro kapısında daha inecek olanlar inmeden hurra girmeye çalışan ve çıkışı kapatanlar, bir şekilde kuyruk olmuş olanların önüne kaynak yapmaya çalışanlar
Her gün kavga etmeye kalsanız 100 kişi ile bu yüzden kavga etmeniz gerekir.
Öğrenmemişiz.
Küçükken öğretilmemiş.
Oysa eğitim her şeyin başı. Sadece matematik, fen bilgisi ya da dil eğitimi yeterli değil.
İnsan hakları, tartışma kültürü, yaşama saygı gibi derslere de ağırlık verilmeli.
Bu tür dersler müfredatlarda yeterince yer buluyor mu? Bilemiyorum. Bizim okuduğumuz yıllarda vatandaşlık bilgisi diye bir ders vardı ve orada bu tür bilgiler veriliyordu. 2015 Eylül dönemi öğretmen atamalarına baktım. Öyle bir branş ataması yoktu. Sanırım artık başka bir branş altında bu dersler veriliyor.
Sadece ders vermek yetmez. Bunların uygulaması da onlara yaptırılmalı. İyi ki sosyal medya var ve başka ülkelerde çocukların eğitimi ile ilgili bilgi sahibi olabiliyoruz. Sosyal medyada yayılan videolardan Japonyada okullarda çocuklara, sırayla, görevliler eşliğinde okul temizliği yaptırıldığını, böylece sağa sola çöp atmanın, okulu kirletmenin sonuçlarını uygulamalı olarak gördüklerini, Kuzey Avrupa ülkelerinde yaya geçitlerine götürülen öğrencilere arabaların ve yayaların ne yapması gerektiğini görüyoruz.
1996 da Yurtdışına ilk çıktığımda Hollandada, ışık olmayan bir yerde, karşıdan karşıya geçmeyi bekliyordum. Türkiyedeki gibi araçlar bitsin de geçeyim diye boş bir anı kolluyordum. Benim yol kenarında beklediğimi gören sağlı sollu tüm araçlar yaya geçidinde durmuş, benim karşıya geçmemi bekliyorlardı. Oysa ben onların neden beklediğini anlamamıştım.
Benim harekete geçmediğimi gören araç içindekilerden biri eliyle buyrun geçin diye bana işaret etmiş, ancak öyle kendime gelip geçmiştim. Akşam evinde kaldığım arkadaşıma bu ilginç durumu anlattığımda dudağının kenarında alaycı bir gülümseme ile beni dinlemişti. Benim 25 yaşında öğrendiğim şeyi onlar 7-8 yaşında iken uygulamalı olarak öğreniyorlar.
Peki bizde uygulamalar nasıl?
Hakkını yememek lazım, son yılların en çok atanan branşı olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri esas öğretmeleri gerekenlerin dışında birçok şey için güzel uygulamalar yapıyorlar. Mesela ilkokul öğrencilerine ahlaklı bir insan olmayı öğretmek yerine onları alıp mezarlığa götüren ve orada yeni açılmış mezarı göstererek Bakın buraya gireceksiniz diyenler var.
Bunu neden yazdım?
Efendim Ankarada yılbaşı öncesi iki IŞİD militanı yakalandı. Hem de hazırladıkları yüzlerce kişiyi öldürebilecek bombaları ile birlikte. Bunlar aslında Türk vatandaşı ve son 3 ayda Ankaradan 300 kişinin savaşmak için IŞİD saflarına katıldığı, bunların arasından bazılarının canlı ama kansız bomba olarak kendilerini Türkiyenin çeşitli yerlerinde patlatmak üzere geri gönderildikleri söyleniyor.
Bunlardan ikisi yakalandı.
Kendini patlatmayı düşünürken yakalananlardan biri 28 yaşında, hayatının baharında bir genç. Nasıl bir eğitim aldı, nasıl bir sevgisiz ortamda yetişti, nasıl beyni yıkandı ki kendi ile beraber birçok insanı öldürmeyi kafasına koyabiliyor.
Oturup düşünmemiz gerekmez mi sizce de?