Sayfa Yükleniyor...
Bu gün çok keyifliyim.
Dün akşam radyo programımız vardı ve bundan sonra her salı saat 22:00da 99.1 TRT Kent FMde partnerlerimle beraber kadın erkek ilişkileri konularında bir program yapacağız
Partnerim Banu İmer kadın erkek ilişkileri, bu ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çözümleri konusunda çok tecrübeli bir isim. Ben de 20 yıldır erkekler üzerinde çalışan bir doktor olarak bu konularda yeterli birikim ve tecrübeye sahip olduğumu söylemeliyim
Programımızın formatı gereği Banu Hanım kadınları savunurken ben deniz tabiî ki erkekleri savunuyorum. Tabii ki diyorum çünkü yıllardır kadınlardan çeken biri olarak kafamda böyle bir program tasarlamış ve nihayet fiiliyata geçirmiş olmanın sevincini yaşıyorum. Erkeklerin uğradıkları haksızlıkları, kadın hegemonyası altındaki yaşamda karşılaştıkları zorlukları, cinsiyet olarak çalışma hayatında yaşadıkları sorunları çok iyi biliyorum. Bu nedenle de böyle bir rolü üstleniyor olmak bana ayrı bir haz veriyor. Aynı zamanda da bir sorumluluk tabi ki. Çünkü Türkiyede yaşayan 39 milyon erkeğin avukatlığını yapıyor olacağım. Böyle formatta radyo programının bir ilk olduğunu göz önüne aldığımızda bunu yapıp yapamayacağımı gelecekte hep beraber göreceğiz.
Ancak şanssızlık burada da yakamı bırakmıyor. Radyoda teknik masada yönetmen olarak 14 kişi varmış ve bunlardan sadece birisi kadın. Bizim program yaptığımız gün de kadın yönetmenin günü ve saatine denk geliyor iyimi.
Dün akşam önce nazikçe, biraz da sanki zoraki gibi gülümseyerek hepimize Hoş geldiniz dedi. Erkekler içinde fazla kalmış olmasından mı yoksa o saatte evinde olması gerekirken programı yönetiyor olmasından dolayı sinirli olduğundan mı bilemiyorum elimi sertçe sıktı. Bize işleyişten, mikrofona nasıl konuşmamız gerektiğinden bahsetti. Başarılar deyip, dışarı teknik masaya geçip oturdu.
Radyo görmemiş ya da hiç radyoya yolu düşmeyenler için açıklama yapmakta fayda var. Program masasının tam karşısında, büyük camı bir pencerenin arkasında teknik masa var. Orada sesleri, müziği, telefonları yani işin sunucu ve konuşmacılar dışında kalan tüm diğer teknik detayları oradan ayarlanıyor.
Teknik masaya geçen kadın yönetmenimizin yüzü kadınlar için söylediğim her eleştiriden sonra iyice asıldı. Ona bakmayayım diye yüzümü çevirmeye çalışırken dahi gözüm ister istemez o tarafa kaydı. Biraz da ondan çekindiğimden ilk anlarda istediğim gibi konuşamadım. Allahtan ki Türkiyenin Ünlü saz Üstatlarından Hulki Rıza İpek ağabeyim bana destek olmak için stüdyoya girdi. Erkek erkekten güç alır derler, onu gördükten sonra daha bir rahatladım. Hele ben konuşurken baş hareketleri ile Aferin, bravo, aynen devam diye işaretleri gördükçe sular seller gibi coştum.
Programımızı sunan, yılların tecrübeli sunucusu Berrin Hanım daha ilk saniyeden tarafını belli etti. Aslında formatımız gereği Berrin Hanımın tarafsız olması gerekirken beni Erkek beyin hastalıkları uzmanı olarak sundu. Branşım olan Üroloji (Böbrek ve İdrar yolları hastalıkları uzmanı) hastalar tarafından sık sık Nöroloji branşı ile karıştırılmaktadır. Bir an için Berrin Hanım da karıştırdı mı diye düşündüm ancak muzip gülüşünden anladığım kadarıyla oda hemcinsinin tarafını tutacaktı. Erkeklerin beyni aşağısındadır derler. Onu vurgulamak istedi.
Program yeni başlıyor, rakiplerim çoğalmasın diye ses çıkarmadım.
Ancak daha önümüzde çok program var. Bunun da intikamını alacağım.
Sevgili okuyucular; rutin hayatınız dışında biraz eğlenmek biraz da kadın erkek ilişkileri konusunda iki uzmandan bilgi almak isterseniz her salı saat 22:00 da bizi dinlemelisiniz.
Dinlerseniz siz kazanırsınız. Ooo bravo sizi 100 bin kişi dinledi. Alın buyurun ikramiyeniz diye bize bir ekstra ücret vermiyorlar bilginize