Sayfa Yükleniyor...
Roman kahramanları gibiydi. Öyle yaşadı. Dolu dolu, hesapsız, kitapsız. Yedi, içti, gezdi, dolaştı. Canı ne isterse onu yaptı, ne isterse alıp giydi. Romanlara konu olacak aşklar da yaşadı. Bazıları trajedi ile bitti. Fakat son zamanlarında çok yalnız, tükenmiş biriydi. Maddi manevi bitmişti. Bu dünyada yaşayacak hiçbir şeyi kalmamıştı artık. Burada bir dram var. Bir insanın bitişi, yok oluşu var diye anlatmaya başlamış onu yakında tanıyan bir arkadaşı.
Sonra bir insanın en zirveden, lüks içinde bir yaşantıdan, hesapsız kitapsız bir şekilde her şeyini, parasını, çevresini tükettiği bir noktaya gelişinin özetini yapmış.
Sanırım Roman kahramanı olduğu dönemde her romanın bir sonu olduğunu unutuyor insan. Belki de o sonu düşünmüyor. Düşünmek istemiyor ya da düşünmek için fırsatı olmuyor. Öyle ya etrafında sürekli bir kalabalık, insanlar Sen sahnedesin, neon ışıkları gözünü alıyor ve senin gerçekleri görmeni engelliyor. Zamanla salonda kimsenin kalmadığını, koltukların boşaldığını göremiyorsun bile. Sonra ışıklar söndüğünde kimsenin kalmadığını görüyorsun. Kabul etmek istemiyorsun. Tekrar kalabalıkları etrafımda toplayabilirim diye çabalıyorsun ama nafile bir çaba bu, olmuyor. Giden gitmiş oluyor. Henüz elinde avucunda kalanlardan da yoldan çevirebildiklerine yediriyorsun ama o da yeterli olmuyor. Bir süre sonra onlar da gidiyor
Bu ve buna benzer pek çok hikâyeler gördüm, duydum, okudum. Bir zamanlar buranın en zenginiydi. Şimdi evinde yiyecek ekmeği yok diye gösterilen insanlara acıyarak baktım. Bazıları ile konuştum. Hep aynı şekilde kazanacağım diye düşünüyordum. Hiç hesap etmiyordum bile. Bir gün paramın biteceğini dediler mesela.Neden göremedin? Nasıl göremedin? Niye hesap edemedin? diye kızgınca sormak istiyorum. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek biliyorum.
Bence bankada parası kalmadı. Sıra dışı bir hayat yaşamıştı, sıra dışı gitmek istedi. Ondan böyle bir sonu planladı. diye devam etmiş arkadaşı. Öyle ya roman kahramanları sıradan insanlar olamazlar. Zaten onca şaşaa, onca lüks, onca yaşanmışlıktan sonra bir kenara oturup emekli maaşı ile ki öyle bir şey de varsa şayet- hesap kitap işlerine de girmek istemez ki öyle insanlar.
En azından sonunu seçmiş olmasına saygı duyuyorum ama bu benim onun için üzülmeme engel değil. Neden böyle yaptın? desem ona sunacak bir çözümüm yok ki. Sadece Umarım paranın olmadığı, huzuru bulabileceği daha güzel bir yere gitmiştir diye dua edebilirim o kadar