Sayfa Yükleniyor...
Uzun zamandır sana yazmıyorum sanırım.
Zaman her şeyin ilacı diye boşuna dememişler. Haklı çıktılar.
İnsanların haklı çıkmalarına kızıyorum. Unutursun zamanla diyorlardı. Oysa ben unutmak istemiyorum ki.
Tabii ki mutlu değilim ama şikayetçi de değilim. Hatta bana faydası oldu diyebilirim. Facebook sayfamda bir arkadaşım var. Şair ve çok güzel yazıları var. Ben onun sıkı takipçisiyim ve birkaç kez de konuştuk. Arada sen aklıma geldiğinde bir şeyler karalıyordum sayfama. O da onları takip ediyormuş meğerse. Geçenlerde bana, Bu paylaştıklarını nereden alıyorsun? diye sordu. Kalbimden koparıyorum hepsini dedim. Umarım büyük bir kalbin vardır dedi. Şaşırdım. Neden? diye sordum. Çünkü yazdıkların çok etkileyici ve umarım hep okumaya devam ederim dedi. Sonra Seni üzen şey her neyse içindeki hazineyi ortaya çıkarmış. Bence yazmaya devam etmelisin. Hatta yaşadıklarını bütün detayları ile anlatacağın bir roman bile olabilir dedi. İyi dalga geçiyorsun dedim. Oysa dalga geçmiyormuş. Meğerse o da aslında içindeki yangını anlatmak için başlamış yazmaya ve arkası gelmiş. O bana cesaret verince aramızdakileri yazmaya karar verdim.
Korkma tabii ki aramızda geçen özel şeylerden bahsetmeyeceğim. Hem zaten benim yazacağım şeyleri kaç kişi okur ki? Kim bilir belki de çok ilgi çeker kim bilir? Bir filmde şöyle bir şey olmuştu. Hatta seninle beraber o küçük kanepede izlemiştik o filmi bilmem hatırlar mısın? Romantik bir şeydi. Sevgilisi tarafından nedensiz ya da saçma bir nedenden dolayı terk edilen genç kız yaşadıklarını yazıp kitap yapıyordu. Sonra kitap çok okunanlar arasına giriyordu. İmza gününde insanlar kuyruğa girmişlerdi. Çocuk da bir kitap alıp sıraya giriyor sonra sıra ona geldiğinde, kıza onu ne kadar sevdiğini anlatan bir not veriyordu. Sonra mutluluk işte. Pek çok filmde olduğu gibi. Senin de benden imza almak için kuyruğa girmiş olduğunu, birbirimize tekrar kavuştuğumuzu düşündüm. Sana sarılmak ne güzelmiş? Ya o kokun? Doldurma parfüm bu dediğinde ne çok güldüğümü senin ne çok kızdığını hatırladım.
Bir şeyler yazmaya karar verdim ama nereden başlayacağımı bilmiyorum. Mesela her şey iyi giderken neden birden beni bırakıp gittiğinden mi başlasam yoksa ikimizin de sadece bir beraberlik olsun diye başladığımız ilk günlerden mi? Sence hangisi okuyucunun ilgisini çeker? Yeri gelmişken de sorayım Mesela senin ilgini ne çekti de çekip gittin?
Neyse kusura bakma saçma şeylere girmek istemiyorum. İstemiyorum ama bir taraftan da merak ediyorum. Beni kaç kere aldattın mesela? Benimle beraberken bana ne yalanlar söyledin? Beni nasıl kandırdın? Ben her söylediğine inanıyorken sen benim için üzülüyor muydun yoksa beni kandırdığın için gizlice keyif mi alıyordun? Heyecan mı yaşıyordun? Vicdan azabı mı?
Bir cevabın olacak mı?