Sayfa Yükleniyor...
Geçtiğimiz gün bir kadınla yemeğe çıktım. Kardeşim senin özel hayatından bize ne? diye kızmayın hemen. Neticede yazarlıkta belli bir süreyi aştım ve sizinle de bir yere kadar samimi olduk. Artık yavaştan özel hayata girmemizin bir sakıncası yok diye düşünüyorum. Ben öyle Ertuğrul Özkök gibi Tansu Hanımla yediğim içtiğimden ya da Serdar Turgut gibi Red Light Districtte gittiğim mekandaki maceralarıma girmeyeceğim. Ama sonuçta biz yazarlar biraz da hayattan besleniriz. Bu nedenle yaşadıklarımız, gördüklerimiz, yediklerimiz ile ilgili arada da olsa bir şeyler yazmamızı makul karşılayacağınızı umuyorum
Her neyse, gerçekten çok güzel bir kadındı. Çok da detaylara girip bazı kadın okurlarımızı kızdırmayalım ama Rus Güzellik Standartlarına (TSE değil RGE) uygundu yani.
Hem aynı zamanda da akıllı bir kadın. Nerden mi biliyorum? çünkü benim yazılarımı okumuş, yorumlamış, eksik bulduğu noktaları, başarılı bulduğu yerleri, başka yazarlara göre artı ve eksi yönlerimi analiz etmiş.
Sanki çok karmaşık yazıyorsun da diye burun kıvırmayın hemen.
Evet belki bir Mehmet Altan ya da bir Hadi Uluengin değilim ama kendimi o kadar da sıradan görmüyorum.
Hem güzel hem akıllı diye özellikle ayrı ayrı yazdım. Malum tanrı bir insanı yaratırken her şeyi aynı anda vermiyor. Bir yerden fazla verdiyse diğer yarattıklarına haksızlık olmasın diye başka bir yerden kısıyor. En azından ben öyle duydum. Duydum diyorum çünkü bunu kadınlar konusunda ihtisas yapmış bir arkadaşım söyledi bana. Hayır, kendisi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı değil. Sadece Kadın Uzmanı.
Kafanız karışmasın. Öyle bir ihtisas alanı ya da bu konuda ders veren bir hoca tabi ki yok. İyi ki de yok, çünkü böyle bir uzmanlık alanı olmuş olsa bir sürü yeteneksiz, kabiliyetsiz insan etrafta Kadın Uzmanı olarak dolaşabilirlerdi. Bu doğuştan gelen bir yetenek ve genellikle bu tipler sizin de tahmin edeceğiniz gibi çok yakışıklı ya da çok paralı adamlardan oluşuyor.
Bu arkadaşım da öyle. Arada bir, kadınlardan fırsat bulduğunda ya da hastalandığında yanıma uğrar. Bende fırsat bu fırsat, belki bir şeyler kaparım ya da belki bir gün lazım olur düşüncesi ile sürekli sorular sorar, cevaplarını not alırım.
Yine bir gün hastaneye yanıma uğramıştı. Geldiği saatte ben müdahalede olduğumdan hastane içinde biraz oyalanmasını söylemiştim. İşim bitip odama geçtiğimde kendisini çağırdım. Ayaklarını masaya doğru uzattı. Hacı bu gün ne fark ettim biliyor musun? Hemşireler çok güzel ya da şurada bir kız gördüm kim o? tarzında bir şey bekledim. Elini çenesine götürdü. Biraz düşünür gibi yaptı ki çok da düşünen biri değildir. Aklına geleni hemen pat diye söyler.
Hacı, doktor kadınlar çok çirkin ya dedi. Meslektaşlarıma alenen hakaret söz konusuydu.
Yok ya. Hepsi öyle değil diye cevap verdim. Kafamdan da bu arada çevredeki doktorları düşünüyorum. Gözümün önüne güzel olanları getirmeye çalışıyorum heyhat. Adam doğru söylüyor gibiydi. Kendimi zorlamama rağmen aklıma nadiren birileri geliyordu. Geçen sene yeşil gözlü, güzel bir asistan kız başlamıştı ama oda kafadan kontak çıkmıştı. Yüzü güzel olanlardan bazıları boydan, bazıları enden, bazıları kilodan standartların dışına çıkıyorlardı.
Güzel diyebileceğim birkaç facebook arkadaşım doktor kız vardı ama onlar bu hastane kategorisine girmediğinden arkadaşımın teorisini böyle çürütemezdim. Bende konuya başka bir noktadan girmeye karar verdim.
Ya doktor olmak kolay mı oğlum? Taa ortaokuldan itibaren saatlerce otur ders çalış, oturduğun yerde yemekleri, çikolataları, tatlıları ye, iç, güzel olsan bile oturduğun yer büyüyor dedim.
Beni dinliyormuş gibi görünüyordu ama başka bir şey düşünüyordu
Yok hacı yok. Bu gün ben bir şeyin ispatını gözümle görmüş oldum.
Ne fark ettin dedim merakla.
Güzel olan akıllı olmuyor, akıllı olan güzel olmuyor dedi.
Bu bir genelleme olamaz. Çünkü ben güzel olup da akıllı olan kişiler de tanıyorum dedim.
Kaç kişi tanıyorsun dedi gözümün içine bakarak.
Tamam, senin kadar tanımıyor olabiliriz ama mesela biz okurken Selen diye bir kız vardı. Çok güzel bir kızdı dedim.
Peki, okuldaki kız sayısı kaçtı? dedi
Ya oğlum sen nereye varmaya çalışıyorsun? dedim.
Bir yere varmaya çalışmıyorum. Sadece dediğim gibi güzel olan akıllı olmuyor, akıllı olan da güzel olmuyor dedi
Aramızda tartışma uzayıp gitti.
Sonuç ne oldu?
Tabi ki o kadınlar konusunda çok daha tecrübeli ve bilgiliydi. Onunla baş etmem mümkün olmadı. Onun teorisini benimsedim.
Sadede gelecek olursam; O güzel, akıllı ve enerji dolu kadınla zaman nasıl geçti anlayamadım. Ayrılırken Yazılarımda senden biraz bahsedeyim mi? dedim. Kuzum bayan okuyucularının hoşuna gitmeyebilir dedi. Benim bayan takipçilerimin hepsi güzel ve akıllı, onlar alınmazlar dedim
Çok tatlısın dedi.
Öyleyim tabi dedim
Yine de bir tereddüt oluştu. Acaba bahsetsem mi bahsetmesem mi?