Sayfa Yükleniyor...
İlk mektubuma cevap vermedin. Acaba ulaşmadı mı? Yoksa sen cevap mı yazmak istemedin?
Merak etme bu son mektubum olacak. Bunu iadeli taahhütlü göndereceğim.
Peki ya postaneden geldiklerinde seni evde bulamazlarsa? Ya senin kapına asılan Mektubunuzu filanca postaneden alın notu sana ulaşamazsa? Hususi olarak biri ile mi göndersem sana bu mektupları bilemedim şimdi.
Eskiden beri ben böyleydim biliyorsun. Evden çıkmadan kaç defa dönüp tüpü, suları kontrol ettiğimi herhalde hatırlarsın. Unutman mümkün değil ki. Bir keresinde yolun yarısından dönmüştük eve. Ocakta çaydanlığı unuttum demiştim. Çok homurdanmıştın.
Hatırladın mı?
Ya da belki çoktan unuttun beni. Yüzümü hatırlıyor musun? Ben senin yüzünün her detayını hatırlıyorum biliyor musun? Çünkü her gece yatmadan önce, yatağın senin yattığın tarafına koyduğum yastığa her sarıldığımda aklıma geliyorsun. Yastık kılıfını değiştirmek istemedim ilk zamanlar. Sen kokuyordun çünkü. Ama ıslanıp kirlendi gözyaşlarımdan. Her gece sana sarılır gibi ona sarılıyorum. Çok mutlu olduğumuz, ayrılmak kelimesini hiç kullanmadığımız günleri düşünerek
Neyse
Seni merak ediyorum. İlk mektubum biraz duygusaldı haklısın. Ne yapayım ki içimden geçenlerdi o yazdıklarım. Ama merak etme daha iyiyim. O top sakallı psikoloğa bir daha gittim. Seni daha iyi gördüm dedi bana. Herhalde tüm hastalarınıza aynı yalanı söylüyorsunuz diye söyledim bende. Ben hasta kelimesini sevmiyorum, danışan desen daha iyi olur dedi bana. Ama ben hastayım. Normal değilim. Hele eskisi gibi hiç değilim, aklım başımda değil, yemekten içmekten kesildim, hayatımda 8 kilo vermemiştim dedim ona. İyi tarafından bakın işte, forma girmişsiniz dedi bana. Ona güldüm. Yeniden gülüyor olmanız ne güzel dedi. Oysa ben seni düşünüyordum ve şu an burada sen olsan Uzun saçlı adamlar homo gibidir diyeceğin aklıma geldi, ondan gülmüştüm ona.
Geçen mektupta sana portlak diye söylediğim ilacın adı Prozacmış. Psikolog buna aşköldüren adını vermiş. Gece yatmadan iç, rahat uyursun dedi bana ama bazen ben sabahları da içiyorum.
Beni merak etme. İlk mektupta biraz üzdüm belki seni. Biliyorum bir taraftan bana kızıyorsun. Bu denli güçsüz olmayı bende beklemiyordum inan ki.
Sen gidersin ve ben eskisi gibi hayatıma devam ederim diye düşünüyordum ama demek ki sadece düşünüyormuşum. Ötesi yok, uygulama yok. Neyse Psikoloğun dediği gibi Zamanla her şey düzelir diye düşünüyorum. Ama nedense bir türlü geçmek bilmeyen zamanla
Umarım bu sefer mektubuma cevap verirsin. Mutluysan da eğer en azından Ben mutluyum demeni geçirdiğimiz günlerin hatırına bekliyorum. Merak etme üzülmem buna.
Sana daha öncede söylediğim gibi Senin mutlu olman beni mutlu eder.
Hoşça kal demeyeceğim kızarsın.
Umarım görüşürüz...