Sayfa Yükleniyor...
Deniz hocam iyi misiniz? diye sordu.
İyiyim teşekkür ederim. Sizler nasılsınız? diye cevap verdim.
Bizler de iyiyiz çok şükür. Bu günlerde yazılarda aksamalar olunca merak ettik dedi.
Doçentlik sınavına çalıştığım dönemlerde yazıları biraz aksatmıştık haklısınız. Ama onun için de okurlardan izin istemiştik. Sonrasında da bir kaç gün aksamalar oldu. Ama o kadar.. dedim.
Sahi doçentlik sınavını ne yaptınız? diye sordu.
O konuya hiç girmeyelim dedim.
O zaman sonuç pek istediğiniz gibi değil dedi.
Ne yazık ki pek de istediğim gibi değil. Çünkü objektif bir sınav değil dedim.
Nasıl yani? dedi.
Yanisi şu; Görünen ve görünmeyen bazı kriterler var. Onları yerine getirmeniz şart. Biz görünenleri yerine getirdik ama görünmeyenler için bir şey yapamadık. Neticede olmadı dedim.
Görünmeyenler derken torpil mi demek istiyorsunuz dedi.
Ne yazık ki evet. O işte de arkanızda birileri yoksa işiniz çok zor dedim.
Torpil oraya kadar da girmiş ha?! dedi iç çekerek.
Üzülerek söylüyorum ki evet. Bunu bizzat yaşadım dedim.
Vah ülkem vahhh dedi. Ne olacak Deniz Bey o zaman? Her yere torpil girmişse, üniversitelere, sınavlara, doçentlik sınavlarına kadar girmişse... Ne olacak bu ülkenin hali? diye devam etti.
Valla bilemiyorum. Ama ortada böyle de bir gerçek var dedim.
Ne yapacaksınız peki? dedi.
Ya görünmeyen kriterleri de yerine getirmek için bir çareler arayacağız. Ya da bir babayiğittin çıkıp adilane, kimsenin itiraz edemeyeceği merkezi, içinde sözlü olmayan bir sınav sistemi ile gerçekten hak edenin kazandığı bir düzenleme getirinceye kadar bekleyeceğiz dedim.
Böyle bir olasılık var mı? diye sordu.
Çıkmamış candan ümit kesilmez ama yakın bir zamanda böyle bir olasılık yok gibi dedim.
O zaman siz bu sınavı geçemeyeceksiniz dedi.
Ortada zaten bir sınav falan yok. Yapılan şey sadece bir prosedür. Jüri oraya gelirken zaten karar vermiş oluyor dedim.
İnanın bunun böyle olduğunu bilmiyordum. Ben bilgi ve beceriyi ölçen gerçek bir sınav zannediyordum dedi şaşırarak.
Evet pek çok kişi öyle zannediyor dedim.
Ne diyeyim bilemedim dedi.
Ben de bilemiyorum dedim.
Bir sessizlik oldu. Bu konuyu neden yazmıyorsunuz peki? dedi.
Bir işe yarayacak mı? Bu işin içindeki herkes bunun böyle olduğunu bilmiyor mu? Biliyor. Biliyor da bilmiyor gibi yapıyor. Adil bir sistem gelirse torpil olmayacağı için kimse elindeki imtiyazı, gücü kaybetmek istemiyor. Adil bir sınav olursa o kapı senin bu hoca benim yalakalık yapan adamlar olmayacak dedim.
vah vahhhh dedi. Vah ki ne vahh diye devam etti. Bir süre durdu. Sonra Ama siz yazın belki bir işe yarar dedi.
Sizi ve beni mutlu edecekse bir gün yazarım dedim.
Belki bir gün