Sayfa Yükleniyor...
Adam bir doğa aşığı. Senenin büyük kısmını dağlarda, ovalarda, çadırında geçiriyor.
Sürekli doğal yaşamak ile ilgili güzel paylaşımları var.
Kıskanıyorum adeta onun paylaşımlarına bakarken. Nede güzel manzaralar yakalıyor. Nede güzel derelerden su içiyor. Nede güzel şelalelerden atlıyor, yüzüyor, serin serin ayaklarını sokuyor.
Bir kuşun yeni çıkmış yavruları var elinde bir resimde. Seviyor. Öpüyor. Kokluyor.
Başka bir resimde bir yavru köpek ve yavru kedi ile kucaklamış. Sarılmış.
Kamp yaptığı dağlarda bir çiçeği bile kırmaktan imtina ediyor.
Kampını yaptığı yerin eşyalarını topladıktan sonraki fotoğraflarını paylaşıyor adeta bir çiçek bile ezilmemiş.
Yediği, içtiği hiçbir şeyi doğada bırakmıyor. Bir pet şişe 400 yıl kirletir bir yeri diye yazıp pet şişeyi çöp poşetine oradan da sırtındaki çantaya koyarken resmediyor ve paylaşıyor.
Üzerine gelen bir karıncayı dahi ezmeden, öldürmeden bir kenara koyuyor. Yanağına konmuş bir uğurböceğini kayalıkların en ucundan çiçekli ovaya doğru uçurduğu bir resmi var ki ah keşke bende bunları yaşasam dedirtiyor.
Huzuru dağın tepesinde çayını yudumlarken buluyor.
Çocukları çok seviyor. Birçok paylaşımında çocuklara sarılmış, onlara sevgi şefkat gösterirken görüyorum... Çocuğu için süper baba. Aşık adeta çocuğuna ve sevgi dolu.
Sevgilisine olan aşkını, sevgisini, ilgisini, herkesin ortasında ya da çıktığı dağlarda haykırıyor cesaretle açıklıyor, resmediyor ve paylaşıyor.
Böyle bir insan benim arkadaşım. Hümanist. Doğasever. İnsan sevgisi ile dolu.
Sonra geçenlerde ne oldu biliyor musunuz? Ankara Garının önünde patlayan bombalar ile ölenler için Ölenlere acımıyorum, üzülmüyorum. Örgüt sempatizanıydılar. Eden bulur. Su testisi suyolunda kırıldı gibi bir şeyler yazmış.
Karıncayı incitmeyen, ağaçları, çiçekleri, böcekleri, köpekleri, kedileri seven arkadaşım bir anda başka birisi olmuştu sanki.
Ölenler her şeyden önce insandılar.
Bu insanlar herhangi bir çatışmada ya da devlete isyan ederken ölmediler. Türkiyenin en büyük 5 tane sivil toplum kuruluşunun, Edirneden, Artvininden, Karabükünden, Adanadan gelen üyeleriydiler.
Demek ki artık başka görüşlere tahammül bile edemiyoruz. Bizden farklı mı düşünüyor? Ölsün parçalansın, oh olsun, bizim gibi mi düşünüyor. Aferin iyi çocuk.
Oysa kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimde insanları sadece insan oldukları için sevmek gereği çok güzel anlatılmış. Allahın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehitlerdir. Üstelik Kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehitler de onlara gıpta ederler.
Orada bulunanlar sordu: Ey Allahın Resulü! Onlar kim, bize haber ver?
Onlar aralarında ne kan bağı, ne de birbirlerine bağışladıkları mal olmadığı halde, Allahın Ruhu (Kuran) adına birbirlerini sevenlerdir. (Kütüb-ü Sitte, c.10, No: 3345)
Hadi nefretini paylaşan kişinin Müslümanlık ile alakası yok diyelim. Belki başka bir dine mensuptur.
Öyle ya. Herkes Müslüman olacak diye bir kaide yok.
Hani hümanizm? Nerede sevgi?
Dağlarda yattığı yerdeki çiçeğin bile ezilmemesi için çaba gösteren güya sevgi dolu bir insanın orada bedeni parçalanan 9 yaşındaki Veysele oh oldu. Teröristti demesi tezat değil mi?
Bunları diyen güya doğa aşığı, yardımsever, sevgi dolu insan o gün, Ankaraya geziye ya da arkadaşını ziyarete giderken tesadüf etse ve o bombada ölse Demek o da teröristti mi demeliyiz?
Boşuna dememiş Mevlana Hazretleri, Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün diye