Sayfa Yükleniyor...
Pazartesi günü yayınladığım (http://ilksesgazetesi.com/yazar/o-benden-farkli-biri-olmami-istiyor-4642.html) başlıklı yazımdan sonra bazı okurlar mesaj atarak görüşlerini bizlerle paylaştı.
23 yaşında, bekar bir bayan okurum Ben olsam hiç düşünmeden sevdiğim adamın istediğini yapardım. İnsan hayatında kaç defa aşkı buluyor ki? Aşkı bulduğun zaman da hiç hesapsızca peşinden gitmelisin. Kapanmanı mı istedi, kapanmalısın ve hatta kara çarşafa girmelisin. Eğer onunla mutluysan onu da mutlu edecek şeyler yapmalısın. Aşk fedakarlıktır diye yazmış.
30 yaşında evli ya da bekar olduğunu belirtmeyen erkek bir okurum da Bence hikayedeki kişi gerçekten sevmemiş. Eğer gerçekten sevmiş olsa hiçbir şey gözüne gelmez demiş.
Yaş ve yaşamışlık olarak son derece tecrübeli ellili yaşlarda bir erkek okur Bu tür ilişkiler çok fazla hocam. Birçoğu da böyle tükenip gidiyor veya evliliğe ulaşırsa da birkaç yıl içinde sonlanıyor. İnsanların herkesi ya da sevdiğini kendi gibi düşünmeye, yaşamaya zorlaması anlaşılır şey değil demiş.
Yurtdışında yaşayan ve yaşam ile ilgili görüşlerini, paylaşımlarını severek takip ettiğim bir arkadaşım da Aslında tercihlerimize uyan pek çok insan varken uymayanı seçip onu kendi kriterlerimiz doğrultusunda değiştirmeye çalışmamıza çok anlam veremiyorum. Ne kadar doğal ve uzun ömürlü olabilir ki o ilişki? diye sormuş.
Bir başka arkadaşım Yusuf Tandoğanın sözlerini paylaşmış. Başkası olmak için uğraşma, sadece kendin ol. Mutluluğu ancak böyle yakalayabilirsin. Unutma ki seni sevmek isteyen bunlara rağmen seni sevecektir. Unutma ki; olmadığın birisi gibi görünerek kazandığını olmadık bir zamanda kaybedersin demiş.
Bir okurum kendi başından geçen bir şeyi paylaşmış Deniz Bey; hikayenizi okuduğumda yaşadığım bir şey geldi aklıma. Yaklaşık 10 yıl önce çok sevdiğim bir kız arkadaşım vardı. Aramızda her şey çok iyiydi. Beraber çok mutluyduk. Tek kötü özelliği vardı; biraz bencil ve sinirli biriydi. Mesela dışarı çıkıp gezmek istiyorsa o mutlaka olmalıydı. Eğer Ben yorgunum, yarın çıkalım diyecek olsam ya kendisi yalnız başına çıkar ya da tüm gece ve hatta bir iki gün surat yapardı. Ben de onun yüzünü güldürebilmek için çeşitli şaklabanlıklar yapardım.
Artık bir karar vermem gerekiyordu. Ya evlenecektik ya da ayrılacaktık. Ben ikincisini tercih ettim. Benim için çok zor oldu bu kararı vermek ama ömrümü sürekli başka birinin isteklerini tatmin ederek, onu mutlu etmeye çalışarak geçirmek istemedim.
Şimdi geriye dönüp baktığım da hala verdiğim kararın doğruluğu konusunda kararsızım. Şu an mutsuz değilim. Ama Acaba onunla nasıl olurdu diye kendime soramadan da edemiyorum çünkü bir daha kimseyi onun kadar sevemedim demiş.
Benim okurlarımın maşallahı var. İyi ki böyle okurlarım var. Bir taraftan yeni bir yazı için fikir veriyorken diğer taraftan da yazdıkları ile beni içinden çıkılmaz bir duruma sokuyorlar.
Hadi bakalım şimdi size 100 puanlık uzman sorusu. İnsan sevdiği için değişmeli mi? Fedakarlık etmeli mi? Bu fedakarlığın sınırı nereye kadar olmalı? Kim haklı?