2

İsrail’e Karşı Beddua Yeterli mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 16.05.2018 07:30
  • Güncelleme Tarihi :

 ‘Neden çocuk sahibi olmak istiyorsunuz?’ diye sordum.

Normalde çocuk sahibi olmak için başvuran birine böyle bir soru sorulmazdı. Ama içinde bulunduğumuz durum da normal bir durum sayılmazdı. Çünkü karşımda bastonla yürüyüp içeri giren, sandalyeye güçlükle oturan, orta yaşları çoktan geçmiş biri vardı. Ve ben o yaşta birinin neden çocuk sahibi olmak istediğini merak etmiştim.

‘Çünkü etrafımızda çok düşmanımız var ve bizim çoğalmamız lazım’ dedi.

Sorumun cevabını almıştım. ‘O çocuklar doğuncaya kadar yaşayacağın bile meçhul. Onlara kim bakacak? Yaşasan bile o çocukları gezdirip onlarla vakit geçirip oyunlar oynayabilecek misin?’ demek geçti içimden. Ama sadece içimden geçirdim.

Konuşmamızın ilerleyen bölümlerinde onun 66 yaşında, 15 çocuk sahibi biri olduğunu, genç, üçüncü eşi ile yedi ay önce evlendiğini ve çocuk sahibi olamadığını da öğrendik.

Onun neden çocuk sahibi olamadığına yönelik tahlillere sevk ettim. O, yine otururken olduğu gibi kalkarken de bastonundan güç alarak doğruldu. Bükük beli ile yavaşa yavaş kapıdan çıktığında tercümana, ‘Vay be! Bu yaşta çocuk istiyor’ diye şaşırarak baktım.

‘Adam doğru söylüyor. Bizim etrafımızda çok düşmanımız var ve sayımız ne kadar çok olursa o kadar güçlü oluruz’ dedi tercümanım.

‘İyi de 8.5 milyon nüfuslu İsrail çevresindeki 300 milyon Arap’ın tozunu attırıyor. Artık günümüz savaşlarında askerler oturdukları yerlerden lazer güdümlü füzelerle, insansız uçaklarla, dronlarla hatta robotlarla savaşıyorlar. Adam Colorado’daki masasından Afganistan’da savaşıyor mesela!’ dedim.

Bunları o gün öyle sözgelişi söylemiştim ama bu gün bu sözün fiiliyatını gördük ne yazık ki.

Yıllardır olduğu gibi yine İsrail’in teknolojik silahları ile ölen 60 küsur Filistinli ve yine yaslar, ahlar, oflar, beddualar…

Bir şeyi değiştiriyor mu? Hayır! Ben kendimi bildim bileli İsrailliler öldürüyor, biz ve bir kaç Müslüman devlet teessüf ediyoruz, esef ile kınıyoruz, Büyükelçiyi çağırıyor, sonra unutulunca geri gönderiyoruz.

Çünkü biz adamlara mecburuz!

Silahlarımızı modernize etmek için mecburuz, teknolojik alet edevat için mecburuz, tohum için mecburuz ...vs. vs.. 10 kat daha büyük bir ülkeyiz ama adamların yaptığını yapamıyoruz! Adamların akıllı bilim adamları her şeyi yapıyor. Biz ise Üniversiteye, bilime ‘Kim daha torpilli ise, kim bizden ise’, almaya devam ediyoruz. Adamların bilim adamları üretirken bizimkiler ‘Kahrolsun İsrail!!!’ diye dua etmekten öte bir şey yapmıyor, yapamıyor. Çünkü o tür şeyleri yapma, üretme kapasitesi yok. Sadece şiddetle protesto ya da beddua edebiliyor!

Öyleyse ne yapmalıyız?

Ne yapmamız gerektiği yazının içinde var.

Ne yapmamalıyız da yazıda var.

Yapabilir miyiz? ( Bir an için bu soruya ülkemde olanlara bakıp ‘Hayır!’ diyorum. Ama sonra ‘Herkes işini benim yaptığım gibi yaparsa neden olmasın?’ diyorum kendi kendime)

İnşallah

İsrail’e Karşı Beddua Yeterli mi?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan