İyi Günde Kötü Günde Beraber miyiz? 2


  • Oluşturulma Tarihi : 05.04.2016 07:34
  • Güncelleme Tarihi :
İyi Günde Kötü Günde Beraber miyiz? 2

Dünün devamı…

‘Doktor oğlum senin çok vaktini almak istemiyorum. Hem kızım evde yalnız’ dedi. Hızlı şekilde reçetesini yazdım. Tam işimi bitirmiş reçeteyi verirken raporun fotokopisinin gerektiği aklıma geldi. Fotokopi çektirip çektirmediğini sordum. ‘Çektirmedim’ dedi. ‘Teyzeciğim raporun fotokopisini çektirip ‘Aslı gibidir’ onayı yaptırmazsanız bezlerin ücretini alamazsınız’ dedim.

‘Peki’ dedi. Onu fotokopiciye kadar yormak istemedim. Hizmetli personelimi çağırıp birkaç fotokopi çektirip gelmesini söyledim. Teyze ‘Doktor oğlum size zahmet verdim. Ben giderdim’ dedi. ‘Teyze ne gerek var. Bizim oğlan genç. İki dakikada çeker gelir şimdi’ dedim.

Başını önüne eğdi. ‘Senin damattan bahsediyordun’ dedim. ‘Neyinden bahsedeyim ki doktor oğlum. Damat demek istemiyorum ona. Kızım çok güzeldi, çok isteyeni vardı. Ailesi, çevresi çok iyi olan insanlar talip oldular. Her birine bir bahane buldu. Meğer bununla görüşüyorlarmış. Bize konuyu açtılar. Benim pek gözüm tutmadı. Çünkü kaşı gözü çok oynaktı. Kızıma ‘Emin misin kızım. Bak bu işin iyi günü, kötü günü var’ dedim. ‘Anne seviyorum’ deyince. Mecburen ‘Evet’ dedik. Evlendiler. Biz çok görüşmedik. Onlar evlerinde biz evimizde olalım istedik.

‘Aranız kötü müydü?’ dedim. ‘Hayır. Biz onlara sık gidip onları rahatsız edelim istemedik. Bayramdan bayrama. Ama damat soğukkanlı biriydi zaten.’

‘Sonra ne oldu?’ dedim. ‘Sonra kızım hamile kaldı. Doğum zehirlenmesi olmuş işte. Sezaryenle bebeği aldılar. Erkek bir çocuğu oldu kuzumun. Ama o hiç uyanmadı. Aylarca hastanede kaldı. Başlangıçta damat hastaneye geliyordu. Sonra gelişleri seyrekleşti. Hastaneye sevgilisi ile gelmiş. Benim rahmetli eşim görmüş. Kızım o halde iken hastaneye sevgilisini getirmiş. Arabada bırakıp buraya çıkmış. Benim adam bunu böyle görünce kahroldu. Zaten kızımda böyle olunca hepten bozuldu. Kalpten kaybettik geçen yıl’ dedi. ‘Kızınız evde mi?’ dedim.

‘Böyle olunca altı ay sonra eve çıkarttılar. Başta babası ile bakıyorduk. Ama oda rahmetli olunca ben tek kaldım. Gerçi benim kız da bir avuç kaldı kuzum. Allaha çok şükür benim elim ayağım tutuyor şimdilik’ dedi. ‘Bir bakıcı tutsanız’ dedim.

‘Oğlum devlet bakım parası 700 lira veriyor, babasından da bize emekli maaşı kaldı. O da 1000 lira. Bakıcılar kızı görünce 1500 liradan aşağı istemiyorlar’ dedi. ‘Eski eşi hiç yardım etmiyor mu?’ dedim.

‘Eski eşi belki 1 yıldır gelmiyor. Birkaç kez çocuğu getirdi. Ama ‘Annesini böyle görmesin, psikolojisi bozuluyor’ deyip onu da getirmiyor artık. Zaten başka biri ile imam nikahı yapmış. Evlenmiş diye duyduk’ dedi. Tekrar ağlamaya başladı.

‘Kuzum ne hallere düştü. Çocuğunu koklayamadı’ dedi. O bir taraftan ben bir taraftan ağladık. Kapı çaldı. Personelim fotokopiyi çekip getirmişti. İkimizi de böyle ağlar görünce şaşırdı ama bir şey sormadı. ‘Aslı gibidir’ deyip kaşemi bastım. Gözyaşlarımı silerken ‘Bunu Başhekim mührü de yap getir’ dedim.

‘Şimdi sadece sen mi bakıyorsun teyze’ dedim. ‘Sadece ben varım’ dedi. ‘Allah çok çektirmese de kuzuma. Ben kendimi değil de onu düşünüyorum. Ben ölürsem kim bakacak ona?’ dedi.

Beynim durdu.

Diyecek bir şey, bir cevap var mı bu soruya? Kim bakacak?

O sırada raporlar tamamlanıp geldi. Reçeteyi uzattım. Teyze kapıdan çıkarken ‘Seni de üzdüm be doktor oğlum. Hakkını helal et’ dedi. ‘Ne hakkı be teyzem. Ah be teyzem, ah be güzel teyzem Allah sana güç kuvvet ve sağlık versin’ dedim.

Koltuğa bir külçe gibi yığıldım kaldım.

İyi Günde Kötü Günde Beraber miyiz? 2
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan