Sayfa Yükleniyor...
O kadar çok üzgün ve pişmanım ki, keşke o güne, o ana geri dönebilsem dedi gözündeki yaşları silerek. Ertesi gün onun doğum günüydü ve zaten hep beraber, ailece kutlayacaktık. Bu gece Galatasarayın sezon açılış maçı var, beraber izleyelim, sen uğur getiriyorsun dedi gözlerime bakarak. Galatasarayın maçlarını hep beraber dışarı çıkıp izliyorduk genelde. Sımsıkı sarıldım, yanaklarına bir öpücük kondurdum, Arkadaşıma önceden söz verdim, onunla izleyeceğim dedim. Boynunu büktü, bir şey demedi bana. O zaman da o arkadaşımla daha yeni görüşüyorduk ve maçı izleyelim diye sözleşmiştik dedi.
Sonra? dedim
Maçtan sonra eve biraz geç döndüm. Ben döndükten bir saat sonra, doğum gününe gireli birkaç saat olmuşken, kalp krizi geçirdi. 112, hastane derken kaybettik onu. O gece gitti işte. Gitmek için benim dönüşümü mü, eve girmemi mi bekledi bilmiyorum. Ben onunla o maçı izlemeliydim, Galatasarayın gollerinde ona sarılmalıydım. Zaten ondan sonra bir daha da maç izlemedim. O kadar çok üzgün ve pişmanım ki
Senin geleceği görebilmek gibi süper yeteneklerin var mı? dedim
Sorumu anlamamıştı. Şaşırarak gözlerime baktı. O akşam ne olacağını önceden bilebilme şansın yoktu değil mi? dedim bu seferde.
Yoktu ama yine de kendimi suçlayıp duruyorum. Hep keşkeler, pişmanlıklar dedi.
Baban şu an senin kendini böyle suçladığını, üzüldüğünü görse ne yapardı peki? dedim.
Üzülürdü. Çok üzülürdü. Her baba evladını sever, onun mutlu olmasını ister, üzerine titrer. Ama sanki o diğer babalardan daha farklı ya da daha fazlaydı. Belki de ben ona çok benzediğim için. Zevklerimiz, hayata bakışımız, karakterimiz deyip sustu. Gözlerinden usul usul iki damla yaş aktı.
Başka bir şey soramadım.
Kız çocukları babalarına çok düşkün olur diye söyler herkes. Henüz bir kız çocuğum yok ama bende defalarca şahit oldum, bazen de imrendim, kıskandım. Böyle bir sevgiyi, ilgiyi, bir şeyin merkezine konulmanın ne kadar keyifli olacağını hayal ettim. Kızları gelin olduğunda, beline kırmızı kuşağını bağlarken, hüngür hüngür ağlayan sert babalar gördüm. Sonrada bir baba gittiğinde ne olduğunu gördüm. Şimdi tam karşımda genç yaşta aniden kaybettiği babasının yokluğuna üzülen, beraber geçirmediği son gece için kendini suçlayan birini nasıl ikna edebilirdim?
Tam bir sen oldu bu gün..
Sanki uzun bir yolculuğa çıkmış da geri dönecekmiş gibisin muzır gülümsemenle
İyi ki doğdun mu Bu gün niye gittin Baba! mı diyeyim? Giderken bile yaptın şakanı. İnsan hiç doğum gününde gider mi?
Kızlar babalarına hey hayran olmuştur, karşılıksız sevildikleri ve her zaman yaslanacak omuz aradıkları için
Sen duygularını çok belli eden bir adam değildin. Ağladığımda Ağlama, düşüp bir yerim kanadığında pansuman yaparken Merak etme şimdi bir şey kalmaz der gülerdin Ama sevgini sarılmanla, dokunmanla, öpmenle hissettirirdin
Son Galatasaray maçını izlemedim seninle, ama artık hiç maç izlemiyorum ki zaten...
Sen hep aklımda ve kalbimdesin. Beni oradan gördüğünü, izlediğini de biliyorum, zaman zaman yere düşsem de kalkacağım o cadı gülüşümle merak etme. Çünkü ben senin tatlı cadı kızınım
Seni çok çok seviyorum diye babası için yazan birine söyleyeceğim hangi söz, hangi cümle teselli edebilir? Onun babasının ardından tuttuğu yası, üzüntüyü hafifletebilir ki?
Sizin bildiğiniz bir yol, yöntem var mı?