Sayfa Yükleniyor...
Deniz bey; sevgilinize ne alacaksınız yılbaşında? diye sordu çalışma arkadaşım. Aslında samimiyizdir. Bazen muziplik olsun diye beyli şekilde seslenir.
Yılbaşında hediye mi alınıyor artık? dedim
Ayol sen zamanın çok gerisinde kalmışsın. Tabii ki yılbaşında hediye almalısın. Hem de hediyeyi alıp yılbaşı ağacının altına bırakmalısın ki sürpriz tam olsun dedi göz kırparak.
Tamam bir bu eksikti. Zaten yeterince gün yokmuş gibi birde yılbaşı çıktı dedim sinirle.
Valla şahsen ben bekliyorum. Almazsa da gönül koyarım yani diye devam etti o.
Bütün bunlar kapitalist sistemin dayatmaları. Alış veriş için bir bahane yaratacaklar. Sevgililer günü, doğum günü, kadınlar günü, anneler, babalar günü, bayramlar seyranlar Her birinde bir hediye almaya kalksan bütçe dayanmaz yani. Hem neden ille de ben alıyorum? Dedim biraz da kızarak
Doğanın kanunu böyle. Sizler uğraşıp bizim gönlümüzü almak zorundasınız dedi alaycı bir şekilde
Valla ben kimsenin gönlünü almak zorunda değilim, üstelik de biri benim onun gönlünü almasını bekliyorsa daha çok bekleyecek demektir. Bana mantıklı bir açıklama yapar mısın? Neden hep erkekler alıyor? Kadınlar niye düşünmüyorlar bunu? Saçma yani dedim.
Kuzum seni kim üzdü ki bu kadar? Neden kadınlara karşı bu kadar tepkilisin? Senin çocukluğuna inmek lazım ama korkarım ki inen bir daha çıkamayabilir. Öyle tek yıldızlı biri olması da yetmez çok tecrübeli bir dalgıç olmalı. Bu kadar tepki verdiğine göre bayağı bir sorun var gibi görünüyor dedi.
Bütün bunlar yılbaşında bir hediye almayıp bunu o süslü çam ağaçlarından birinin altına bırakmıyorum diye mi? Hem senin deden ninen ne zaman çam ağaçları süslediler de altına hediye bıraktılar kuzum? dedim göz kırparak.
Dedemin ninemin zamanında cep telefonları da yoktu. Ama bak cep telefonu olmayan yaşlı kalmadı. Zamana ayak uyduracaksın. Ayak uydurmazsan demode olursun. Kadınlar demode erkeklerden hoşlanmaz. Bu da benim sana bir tavsiyem olsun kuzum dedi.
Valla senin de dediğin gibi ben biraz demode kalmayı tercih ediyorum dedim.
Şuna kısaca Cimriyim, paraya kıyamıyorum desene Denizciğim. Yok kapitalizmmiş, yok geleneklerimizmiş, yok demode kalmayı tercih ediyormuş gibi bahanelerin arkasına sığınma lütfen. Dürüst ol dedi.
Yani parayı kolay kazanmadığım gibi kolay da harcamak istemiyorum. Bu gerçek. Ama açıkçası biri tarafından beğenilmek, beğenilmemek gibi durumların bir hediyeye bağlı olmasını da çok doğru bulmuyorum dedim.
Bak kuzum; hediye aldığın zaman onu düşündüğünü, onu önemsediğini, onun sevgisini kazanmak istediğin mesajını doğrudan vermiş oluyorsun. Kısa yol yani. Kapiş? diye o göz kırptı bu sefer.
Tartışmalarda altta kalmayı sevmem. Mutlaka başka bir teori bulup galip gelmeliydim. Galip gelemezsem dahi en azından beraberlik bile bir puan demekti. Hiç yoktan iyi yani. Yanımda gitarı ile oynayan erkek arkadaşıma döndüm. Bir erkeğin destekçisi bir başka erkek olabilirdi.
Sinan sen ne diyorsun bu konularda? dedim.
Hangi konularda abi? dedi bize doğru dönerek. Demek ki bizi dinlemiyordu.
Yılbaşında eşine, sevgiline hediye alma konusunda? dedim.
Valla ben şimdiden aldım. Benimki zaten aylar önceden sinyali vermişti. Ben de aldım, arabada duruyor. Yılbaşına doğru ağacın altına bırakacağım dedi.
Buyur. Ne romantik ve düşünceli bir erkek. Örnek almalısın diye elini Sinanın omzuna koydu.
Senin bu kafayla işin zor. Yol yakınken dön diye devam etti kız arkadaşım.
Baktım çoğunluk o tarafta ve benim destek alabileceğim kimse de yok etrafta, daha fazla uzatmadım. Ama benim düşüncemi de değiştirmedi tabii bu durum. Hala Yılbaşında hediye almak şart mı ki? diye düşünüyordum.
Sizce?