Sayfa Yükleniyor...
Senin oğlan ne yapıyor? diye sordum.
İyi ne yapsın, iş, güç, çalışıyor diye cevapladı.
Evliliği nasıl gidiyor? diye sordum. Genelde Annen, baban nasıl sorusundan sonra klasik olarak varsa eşi, çoluğu çocuğu sorulur. Mesela Oğlanın evliliği nasıl? diye sorulurken maksat çocuğun özel hayatını öğrenmek değil öylesine prosedür icabı sormak amaçlanır. İyi idare ediyorlar işte herkes gibi diye cevaplar alınır genelde. Çünkü tanışma, söz, nişan ve düğüne sürecinde yaşanan pek çok olumsuzluk ebeveynleri biraz tedirgin hale getirdiğinden, tek beklentileri çocuklarının sorunlarını belli etmeden hemen her çiftin yaptığı gibi mutlu görünmeye çalışma rolünü becermelerini dilemek olmaktadır.
Pek iyi gitmiyor dedi yüzünü buruşturarak.
Aaa ne oldu? diye yeni bir hikaye yakalamanın heyecanı ile sordum.
Kız biraz kıskançmış. Biz tabii bu kadar olabileceğini bilmiyorduk. Kız evlendikten sonra işi bıraktı. Evde boş durunca da saat başı oğlanı arayıp Ne yapıyorsun hayatım? diye soruyormuş. Tabi çocuk da bunalmış. Mesela bir toplantıdayken kız aradığında Şimdi bir toplantım var, çıkınca ararım diye cevaplandırıyormuş. Kız 10 dakika sonra yine arayıp Bitmedi mi bu toplantı? diye hesap sorar gibi soruyormuş diye başladı anlatmaya.
Canım bir insan bu kadar da sıkboğaz edilir mi? dedim bende onu desteklemek için.
Eee yani! Oğlan da bunalmaya başladı. Benim oğlan biraz rahattır. Misal 10 dakika sonra ararım der 1 saat sonra arar. Ya da mesela eve saat 8 de geleceğim der, 9 da gelir. Kız da Sen ne çeviriyorsun? Beni aldatıyor musun? diye çıkışıp sürekli huzursuzluk yaratıyormuş.
Canım ne var bunda? Seviyormuş demek ki. Senin oğlan da dediği saatte gelse ya da arasa yahut haber verse ne olurdu? dedim.
Canım çocuk mu bu öyle her dakika, her saniye, her adımını haber verecek? Sonuçta kızla 2 yıl çıktılar. Kız da bunun huyunu suyunu biliyordu dedi.
Canım senin oğlanda bu sürede kızın böyle biri olduğunu anlayamadı mı? diye çıkıştım. Neticede Birbirleri ile bu kadar uzun zaman geçiren insanların birbirlerinin huyunu suyunu bilmeleri gerekir diye düşünmüştüm.
O zaman aynı şehirde değillerdi. Benim oğlan onun evlenince değişeceğini düşündü belki de. Ama düşündüğü gibi olmadı. Bir de sanırım evlilik işin içine girince kadınlar biraz da kendilerini eşten ziyade anne olarak görmeye başlıyorlar. Her şeyi bir kenara bırakıp eşini hayatının merkezine koyuyorlar. Ve farkında olmadan onu sıkıp boğuyorlar dedi.
Güzel bir özet geçmişti.
Sonuç ne oldu peki? dedim.
Ayrılacaklar. Kız ailesinin yanına gitti. Bir süre düşünelim demişler. Ama benim oğlan kararlı. Boşanacak dedi.
Üzülüyor musun? diye sordum.
Üzülmez miyim? Sonuçta çocuğumun yuvası yıkılıyor dedi.
Ama o böyle daha mutlu olacak gibi dedim.
Öyle de... Ne bileyim. Keşke her şey yolunda gitseydi dedi.
Sorduğum klasik bir soru bir evliliğin bitme sebebini ortaya koyan sıra dışı bir cevap ile karşılık bulmuştu. Keşke her şey yolunda gitseydi ama