Mafya Erkekler, Zengin Avcısı Kadınlar


  • Oluşturulma Tarihi : 11.02.2016 08:24
  • Güncelleme Tarihi :
Mafya Erkekler, Zengin Avcısı Kadınlar yazının resmi

Bu sabah poliklinikte hastalarımı bitirmiş günlük haberlere göz atıyordum.

Kapı çalındı, açtım. Bir ilaç mümessili (Reprezant ya da Tıbbi Mümessil de deniyor) arkadaşımız içeri girmek için izin istedi. İçeri buyur ettik. Uzun süredir gelip gittiğinden artık ilaç tanıtımı dışında da biraz sohbet ediyoruz. Aslında fizik mühendisi olan bu arkadaşım birçok kişi gibi kendi alanında iş bulamadığından yakışıklılığı ve ağzının iyi laf yapması özelliklerine istinaden bu sektörde kendisine iş bulmuş. 

‘Hocam nasılsınız, hafta sonunuz nasıl geçti?’ dedi.

‘Mordoğan’a gittik, gezdik, dolaştık. Keyifli bir hafta sonuydu. Keşke ülkemizde de keyif olsaydı’ dedim.

‘Hocam sormayın. İnanın düşündükçe içim kararıyor. Aslında siyaset yapmak bize yasak ama yani insan ‘Ne olacak ülkemizin hali?’ diye düşünmekten alamıyor kendini. İşin acı tarafı kimse de pek umursamıyor sanki. Paylaşımlar, yorumlar, yapılan şeylere bakıyorum. Aslında okumuş ama gerçekte cahil hiçbir şey umursamayan bir nesil yetişiyor sanki’ dedi.

‘Neye göre söylüyorsun bunları?’ dedim.

‘Gençlerin durumuna göre söylüyorum. Mesela benim yeğenlerim var. 16 -17 yaşlarında. Aşağılık kompleksine girmişler. ‘Özel spesifik bir yeteneğim yok’, ‘Bu dünyada ya baban zengin olacak ya da doğuştan yeteneğin olacak’ deyip duruyorlar. Halbuki dayım ve eşi çok kültürlü insanlar ve onları da iyi yetiştirdiler. Çocukların dersleri de fena değil, akıllı çocuklar. Ama bir psikoza girmişler. Salmışlar kendilerini’ dedi.

‘Sence bunun sebebi ne peki?’ dedim.

‘Diziler, programlar, önümüze konulan şeyler hocam’ dedi.

‘Nasıl yani dedim?’

‘Hocam televizyona bak Allah aşkına. 10 yıldır dizilerde aynı konu işleniyor.  Dizilerin iki konusu var ‘Fakir kız fakir oğlan 1 yıl içinde zengin oluyor’ Fakir oğlan silahı beline takıp onu bunu öldürerek, mafyacılık yaparak kısa zamanda para ve güç sahibi oluyor, fakir kız zengin ve paralı bir adam bularak istediği gibi lüks bir yaşama kavuşmak için çabalıyor. Senaryoların özü bu. İsimler ya da oyuncular değişiyor ama konu hemen hemen hep aynı. Malikanelerde, rezidanslarda yaşayan, lüks arabalara sahip ne iş yaptığı belli olmayan zenginler. Bunu izleyenler de bir gün şans gelecek benim kapımı da vuracak diye bekliyor.

Oysa gerçek hayatta böyle bir şey yok.

Eğlence programları ise sürekli bir yetenek üzerine kurulu. ‘Yeteneğin yoksa sen bir hiçsin’ gibi bir algı oluşturuluyor’ dedi.

‘İyi de demek ki izleniyor ki sürekli aynı senaryolar yazılıyor’ dedim.

‘Bu bir kısır döngü. Sürekli önümüze aynı şey konulduğu için sürekli böyle bir beklenti oluyor insanlarda. Kimse yaşantısından mutlu değil. Çünkü hayal ettiği gibi ya da önüne konulduğu gibi yaşayamıyor. Hiç kimse sıradan bir iş yapmak istemiyor. Herkes holdinglerde masa başında, özel şoförlü ve dolgun maaşlı iş yapmak istiyor. Mesela benim bir arkadaşımın Maraş’ta fabrikası var. İşçi bulamıyorlar. Kimse küçük paralara çalışmak istemiyormuş. Oysa eskiden Adile Naşit ve Münir Özkul’lu filmler vardı. İnsanlar sabahtan akşama çalışıp mutlu bir şekilde evlerine geliyorlardı. Az para kazanan ama alın teri ile kazanan mutlu, komşusuna yardım eden insanlar ve sonuçta mutlu bir ülke vardı. Şimdi herkes patlamaya hazır bomba gibi’ dedi.

Bir şey diyemedim.

O esnada kapı çalındı. ‘Abi ben müsaadenle. Vatandaş sinirli iyice. Şimdi senin de benim de moralimi bozmasınlar. Kimsenin kimseye saygısı kalmadı çünkü’ dedi.

Vedalaştık gitti.

Kapıyı açtım. Onun dediği gibi mutsuz bir genç elindeki son model cep telefonu ile oynarken içeri girdi.

Mafya Erkekler, Zengin Avcısı Kadınlar
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan