Modası Geçmiş Adamlar


  • Oluşturulma Tarihi : 19.11.2015 08:35
  • Güncelleme Tarihi :
Modası Geçmiş Adamlar yazının resmi

Bazen bir şarkı, bazen bir fotoğraf, bazen bir haber alır sizi bir yerlere götürür. Hayallere dalarsınız. Genelde özlem duyduğunuz, geçmişte yaşadığınız bir şey olur bu.

Allahtan hafızanın şöyle bir özelliği var. Genelde iyi hatıraları daha ulaşılabilir yerlere, kötü hatıraları ise ulaşmak için biraz çaba göstereceğimiz noktalara saklanır. Böylece aklımıza genelde iyi şeyler gelir. İlk düşündüğümüzde hep kötü şeyler gelmiş olsaydı hayat yaşanmaz olabilirdi.

Hafızayı bir gardıroba benzetiyorum. Mesela yaz mevsiminde yazlıklarımız elimizin altındayken, kışlıklar bir yerlere kaldırılmıştır. O kışlıklar gardırobun daha az kullanılan gözlerine ayrılmıştır. Onlara ulaşmak için çaba gösteririz. Bazen de dolabı karıştırırken karşınıza çok sevdiğiniz, sizde hatıraları olan bir elbiseniz çıkar. Siz aslında onu aramamışsınızdır ama birden karşınıza çıkar işte. Elbiselerimiz yani hatıralarımız herkesin gardırobunda yani hafızamızda özenle saklanıyor ve bazen pat diye bir şekilde karşımıza çıkıyor.

Benim içinde böyle oldu bu gün.

Sevdiğim bir insan varken dinlemeyi çok sevdiğim bir şarkı tesadüf etti bu gün. Bu şarkı ile biraz geçmişe yolculuk yaptım. Doğal olarak da ilk önce aklıma mutlu olduğum anlar geldi. Beraber gezdiğimiz yerler, beraber geçirdiğimiz vakitler. “Aslında ne kadar da mutluymuşum” diye düşündüm. Sonra biraz zorlayınca tartışmalar, mutsuz olduğum, sıkıldığım anlar. Her şey gözümün önünden geçti

Kısa sürede yıllara sığan bir geçmişi gördüm. “Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti” denir ya. Gerçektende olabiliyormuş bazen demek ki. Bir arkadaşım biz gençken bana, “Bir gün ölmeden önce hayatımı bir film şeridi gibi görecek olursam bu aşk filmi olsun hacı” demişti. Allah uzun ömürler versin kendisine şu anda 2 çocuk doğurduktan sonra yaklaşık 105 kilo olan yengenin zulmü altında hayatına devam ediyor. Ola ki bir gün ölmeden önce bir film görecek olursa bunun ‘aşk filmi olacağını hiç sanmıyorum olsa olsa Nuri bilge Filmleri gibi “ağır” bir film olacak bence.

Herkesin kendine göre filmi mutlaka olmuştur. Filmlerin sonunu bir senaristin yazdıkları belirlerken gerçek hayatta filmin sonunu başrol oyuncularının tercihleri belirliyor. Yolun sonunu kimse baştan göremediği için bu tercihlerin sonunun ne olacağını ancak zaman belirleyebilir. Ancak şu da bir gerçek ki bir film biterken başka bir film başlayabiliyor. Bir önceki filmde Kadir İnanır ile Türkan Şoray başrol oynanırken, bir sonraki filmde Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu olabiliyor.  Ya da tam tersine.

Gerçek hayat ve filmin farkı şu ki hafıza hemen eski senaryoyu silmiyor. Her şey eski filmde kaldı burada başka senaryo var artık diye düşünemiyorsun. Geçmişte yaşadığın her şey gardırobun bir köşesinde duruyor ve olur olmadık anlarda tekrar karşına çıkıyor.

 Bazen de yeni aldığın eşyaları koymak için gardırobu açıyorsun be bakıyorsun ki ağzına kadar dolmuş. Eski eşyalardan bazılarını çıkartıp atman gerek ama benim gibi adamlar ‘Bunun şu hatırası var, bunun bu hatırası var’ diye elbiselere kıyamıyor ve saklamaya devam ediyorlar. Yaşadığım çağın dışında modası geçmiş bir adam olsam da ben böyleyim.

Varsın geçsin modamız. Biz bir gün Kadir İnanır ile Türkan Şoray’ın tekrar kavuşacaklarına inanmak istiyoruz.

Modası Geçmiş Adamlar
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan