Sayfa Yükleniyor...
Senin adını ben koydum" dedi dayım. Ağzındaki sarma sigaradan derin bir nefes alıp sararmış bıyıklarının arasından dışarı verirken, duvara yasladığı başını yukarıya kaldırdı. Orada bir şeye bakıyormuş gibi durdu bir süre.
Bir Deniz gitti, bir Deniz geldi" dedim annene. Tabii onlar bilmiyordu ama ben Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanı biliyordum. 68de onları bilmeyende yoktu ki. Tam bağımsız Türkiye diyorlardı. Ne çok cesurdular, nasıl bir mangal yürek vardı onlarda. İnandıkları yolda ölüme korkmadan gittiler. Şimdi düşünüyorum da Türkiyeyi değil de kendilerini biraz düşünmüş olsalardı bugün her biri zengin birer iş adamı olurlardı. Hepsi zamanın en iyi bölümlerinde okuyorlardı. Ama başka bir aşka tutuldular. Hem de öyle bir aşk ki sonu ya kavuşmak ya da ölümdü diye devam etti.
Beni her gördüğünde buna benzer kelimelerle adımı kimden aldığımı gururla anlatır bana. Adını aldığım Deniz Gezmiş'i hep merak ettim o yüzden. Onunla ilgili okuduğum ve en çok etkilendiğim kitaplardan biriydi. Darağacında Üç Fidan". Yazarı Nihat Behram sürgündeydi o zamanlar. Ve kitap fuarında onu gördüğümde inanamadım. Yanında şair Tuğrul Keskin ile sohbet ediyordu. Önce heyecandan yanına gidemedim, biraz etrafta dolaştım. Tuğrul beyin yanında gittiği bir anda yanına gittim ve Merhaba nasılsınız? dedim heyecanla. İyiyim, teşekkür ederim, siz nasılsınız? dedi gülümseyerek. Aramızda önüne yığılmış, yazdığı kitaplar duruyordu. Darağacında Üç Fidan kitabını elime aldım ve Benim için çok özel bir kitaptır. İmzalamanızı rica etsem. dedim. Benim için de özel bir kitaptır. Çünkü yazdıktan sonra hakkında bir sürü dava açıldı ve yaklaşık 22 yıl yasaklı kaldı dedi. Bunları söylerken gülümsüyordu. Sanırım geçmişte yaşadığı sürecin saçma bir korku filmi senaryosu gibi olmasındandı.
Eline kalemi aldı. Kitabın ilk sayfasını açtı Ben adımı Deniz Gezmişten almışım dedim. Deniz ahh Deniz. Ne kadar çok sevildi. Ne kadar çok dedi. Bu arada özenle, kalplerle, çiçeklerle bezenmiş bir imza attı.
Eseri yazan parmakları ile Denizlerin anısıyla, Sevgili Deniz diye yazarak bana verdi.
Üstelik uzun uzun konuşma fırsatı da buldum. Bunları daha sonra sizlere başka bir yazıda tekrar yazacağım.
Mutluluk neydi?" diye soruyordu Türkan Şoray Al Yazmalım" filminde. Benim için dün mutluluk Eserlerini severek okuduğu bir yazarın kaleminden, yarattığı eseri imzalatmaktı. Mutluluk, kitap fuarında dolaşan binlerce insanı ve aslında bildiğimin aksine okuyan bir toplum olduğumuzu görmekti
İzmirde düzenlenen 22. TÜYAP Kitap Fuarına gidin ve siz de benim yaptığımı yapın. Sevdiğiniz yazarlara kitaplarını imzalatın ve onu bir anı olarak çocuklarınıza bırakın. Mutlu olun, onların da mutlu olmalarını sağlayın. Çünkü bu gün sizin onları görme ve kitapları imzalatma fırsatınız var. Onların olmayabilir.