Kadın: Hayatım bu bayramda ne yapacağız?
Erkek: Geçen sefer önce Annenlere gitmiştik, bu sefer önce benimkilere gideceğiz, sonra seninkilere.
Kadın: Bakıyorum bir sıra yapmışsın kafanda. Ama hatırlarsan daha önceki bayramda da önce seninkilere gitmiştik.
Erkek: Hayır sıralama yapmadım ama annem bir ton laf söyledi bana.
Kadın: Neden laf söyledi sana?
Erkek: Neden önce buraya gelmediniz torunlarımı çok özlemiştim diye söylendi.
Kadın: Onun derdi Torun falan değil biliyorsun. Onu derdi bizim Annemlerden önce oraya gitmemiz, hatta mümkünse oradan Annemlere hiç gitmememiz. Ve daha da mümkünse benim oraya hiç gitmemem.
Erkek: Saçmalama. Annemin seni sevdiğini biliyorsun.
Kadın: Güldürme beni Allah aşkına. Kadın beni istemeye geldiği gün tüm gece surat yaptı. Sanki seninle zorla evlenmek istiyormuşum gibi davrandı.
Erkek: Sanki sizinkiler bana tören yaptı! Hatırla, onlarla ilk tanışmaya gittiğimde Baban Kızım niyetinizin ciddi olduğunu söyledi. Biz kızımızı çok özenle büyüttük Sanki millet kızını özensiz büyütüyor- Sen Betülü mutlu edebilecek misin? diye sormuştu. Sanki seni değil İngiliz kraliyet ailesinden Prenses Margareti alıyoruz.
Kadın: Bir kere ben Prenses Margaretten daha güzelim. İkincisi tabiî ki babadır soracak o. Biri kızımızı istese sen hemen Verdim gitti mi diyeceksin?
Erkek: Tabiî ki öyle demeyeceğim. Ama ben kızımı iyi yetiştirdiğime inanıyorsam onun verdiği karara da saygı gösteririm. Öyle ilk günden adamı sorguya çekmem. Hem o ne saçma soru? Kızımı mutlu edebilecek misin? Sanki benim tek görevim seni mutlu etmek.
Kadın: Yani bir baba olarak sormuş olabilir. Sen de Durun bakalım, kızınız beni mutlu edebilecek mi? diye cevap vermek zorunda mıydın?
Erkek: Ya ne diyecektim? Efendim, kızınız için saçımı süpürge ederim, bir dediğini iki etmem, istediği her şeyi yaparım, kul köle olurum mu deseydim.
Kadın: Ne var ki? Bir iki beyaz yalan söylesen, adamın gönlünü hoş etsen, sonuçta ben evin küçük prensesiydim.
Erkek: Evet küçük prenses, doğumdan sonra maşallah koltuğa sığmaz oldun.
Kadın: Sen ne demek istiyorsun? Artık beni beğenmiyor musun? Hani kilolarımı seviyordun?
Erkek: Yani ben Balık eti dedim, sen biraz balina familyasına doğru gittin canım.
Kadın: Ben senin her yere dökülen, yaz kış çıkarmadığın doğal kazağından hiç şikayet etmedim. Hatta uyurken o kadar horluyorsun ki söylemeye dilim varmıyor ama sana ipucu vereyim; Hani kışları uyuyarak geçiren, ismi a ile başlayan bir hayvan var. Ona benzediğini hiç söylemedim.
Erkek: Dökül, dökül. Ben senin çıkarıp çamaşır sepetinin en üstüne bıraktığın kirli iç çamaşırlarından, yıkandıktan sonra lavabonun deliğini tıkayan saçlarından, üstünde bir ton kir olan kalpli pijamalarla yatağa gelmenden bahsetmedim. İstersen listeyi uzatabilirim.
Kadın: Bu kadın iğrenir diye olur olmaz geğirmenden, çıktıktan sonra sifonu çekmediğin için çiftleşme dönemindeki teke gibi kokan tuvaletten, elinle her yemeği yiyip parmaklarını yalamandan, sigara içtikten sonra kokan ağzınla beni öpmek istemeni de listeye ekliyeyim istersen.
Erkek: Madem bu kadar rahatsızsın sende git saatlerce telefonda konuşup tüm aile sırlarımızı anlattığın annenin, sana prenses gibi davranan cici babanın yanına git ve onlarla mutlu ol.
Kadın: Sende 15 yıldır evli olmamıza rağmen Karın sana güzel yemekler yapıyor mu? Biraz süzülmüşsün diyen, hala bebek gibi saçlarını okşayan, sütü olsa seni emzirecek olan annenin dizlerinin dibine git canım. İnşallah mutlu olursun
Erkek: Sende