2

Neden Mizah Yazıları Yazmıyorum?


  • Oluşturulma Tarihi : 23.02.2016 08:14
  • Güncelleme Tarihi :

‘Yazdıkların üzücü şeyler, biraz da gülmek, eğlenmek istiyoruz. Eskiden böyle şeyler de yazardın arada’ diye bir mesaj atmış arkadaşım.

Haklı.

Eskiden biraz umut vardı.

‘Suriye savaşı bitecek, ışıklarda, camiler önünde dilenen insanlar ülkelerine dönecekler’ diye düşünüyorduk.

Hastaneden dışarı çıkıp Basmane tarafına geçtiğimde sürekli ışıklarda dilenen, mendil satmaya çalışan, ya da zorla cam silmeye çalışan roman vatandaşlar ve Suriyeliler var. Kadınların hepsinin ellerinde birer çocuk, bazılarının yanında bir iki çocuk daha oluyor. ‘Sadaka, yardım’ diye dileniyorlar.

Ben iyi bir mesleğe sahip bir insan olarak bir çocuğum için bile ‘Acaba ona uygun bir yaşam ortamı hazırlayabilecek miyim?’ kaygısı taşırken, yatacak yeri olmayan, dilenerek geçinen insanların paçalarına tutunan bir çocuk varken ikincisini de kucağına almış olması karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. ‘Şehirlere bombalar yağardı her gece biz durmadan sevişirdik’ diyordu Rahmetli Ahmet Kaya, ‘kum gibi’ parçasında. ‘İnsan bu kadar kaygısız olur mu?’ diye düşünürdüm onu dinlerken. Oluyormuş demek ki.

‘Kürt sorunu barışçıl yollarla çözülecek, iki taraf da iyi niyetli olacak. Daha fazla insan ölmeyecek’ diye düşünüyorduk.

‘Barış dönemlerinde her iki taraf da savaşa hazırlık yapar’ derdi ünlü bir düşünür. Anlaşılıyor ki o mesele ile ilgili mevcut durum bu. Birileri bizi kandırmış. Kim ne istiyor? Ciddi bir kafa karışıklığı var.

‘Avrupalılar artık Yunanistan’a tatile gidiyor, orada kıyılar daha iyi korunmuş’ diyenlere ‘Olsun bize de Ruslar geliyor, hem Ruslar daha çok para harcıyor’ deniliyordu, bizde öyle düşünüyorduk.

Ruslar artık gelmeyecek. En azından uzun süre, durum bu gibi görünüyor.

Kıyılarımızın durumu için de söylenenler kandırmaca. Bizzat benim bildiğim bir örneği vereyim. Çok değil 5 yıl önce eşsiz doğası ve denizi ile yerli yabancı Turistleri çeken Seferihisar Akkum ve Ekmeksiz plajı şimdi ‘ Devletin malı deniz, yap işlet, istediğin gibi ye’ yöntemi sayesinde otellere peşkeş çekildi. Güzelim denize vatandaş olarak artık uzaktan bakıyoruz. Zannediyoruz ki otel yapınca turist kendiliğinde gelecek.

Bilmeyenler gidip Yunanistan kıyılarının doğal görünümünün nasıl korunduğunu, nasıl halkın hizmetinde olduğunu, evlerin nasıl tek tip ve sıkı denetlenen projelerle yapıldığını, yerine göre güzel mimarisini, gidip yerinde görsünler. Kimsede bizi boşuna kandırmasın. Bodrum, Marmaris, Fethiye bitti. El değmemiş tüm koylar parsel parsel imara açılıp otellere, zenginlere verildi. 

‘Günü birlik saçma tartışmalar yerine ülkenin sorunlarına yönelik tartışmalar ve çözüm önerileri olacak’ diye düşünüyorduk.

Son günlerin bomba tartışması ‘ülkedeki çatışmalar ve ölümler’ falan değil. ‘Survivorda Yılmaz Morgül birinci olacak mı?’ tartışması... Bunun yanında ‘ülke de her şey yolunda başka derdimiz de kalmamış gibi her kanalda bir ‘hoca’ çıkıp hayat tarzımız, yapmamız gerekenler ile ilgili birçoğu tamamen kafadan uydurma önerilerde bulunurken kendileri ‘sakın bunları yapmayın ha’ dediklerini yapıyorlar. Survivor’dan ne farkları var?

‘Sanat ve spor dalında başarılar, milleti ayağa kaldıracak başarılar olacak’ diyorduk.

Futbolda milli takım 53 takımdan 24’ünün gittiği (yani %45’ınin gittiği ) Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine gidiyor diye çok sevindik. Sağ olsunlar hemen kursağımızda bıraktılar. Adam başı 500.000 Euro (yazı ile beş yüz bin avro ) prim açıklayıp bizi sevindiğimize pişman ettiler. Şimdi şampiyon olmamaları için dua ediyoruz. Maazallah başka bir şey isterler, vermediğimiz o kaldı.

Şahsen beni sevindirecek, güldürecek, eğlenceli yazılar yazdıracak bir ortam göremiyorum.

Siz gülecek bir şey görebiliyorsanız bana yazın da bende o konuda yazayım.

Neden Mizah Yazıları Yazmıyorum?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan