Sayfa Yükleniyor...
Ünlü ilahiyatçı ve televizyon programcısı Prof. Nihat Hatipoğlu ile sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Nihat Hoca o gece oradakilerin tüm sorularını oflamadan, poflamadan, bildiklerini etkileyici bir şekilde anlattı.
Bir ara saatine baktı, ev sahibine Hanımlar dönmediler kaybolmuş olmasınlar? diye sordu. Hocam kaybolsunlar yenisini alırsınız dedi masadakilerden biri. Herkes bu espriye güldü. Ben hanımımdan memnunum ama o benden bıkıp gittiyse bir şey diyemem dedi Hoca.
Hocam sizin internette İşte Nihat hocanın eşi diye genç bir bayanla resminizi koyuyorlar dedim (Bu fotoğrafa geçen hafta denk geldim. Bir arkadaşım İşte bize İslamiyeti öğreten adamların gerçek yüzü başlığı ile böyle bir fotoğraf paylaşmış, fotoğrafın altına pek çok kişi çoğu hakarete varan yorumlar yapmışlardı.)
Ben pek çok yere konferanslara, toplantılara ve programa gidiyorum. Oradaki insanların hepsi benimle fotoğraf çektiriyor diyorken Hoca Bugün 5 dakika konuşamadık. Kadını erkeği, yaşlısı genci gelip fotoğraf çektirmek, konuşmak istediler diye araya girdi ev sahibi.
Fotoğraf çektirmek isteyenlere hayır deyip gönül kıramam. Fotoğraf çektirdiğim insanlardan biri bu resmi paylaşmış, o resmi alıp İşte genç eşi, utanmaz arlanmaz gibi şeylerle internete koymuşlar. İnsanlar da araştırmadan, işin aslına bakmadan günahımızı alıyorlar. Sadece o mesele değil, ona benzer bir sürü şey. Mesela ev meselesi. Neredeyse Hocanın evinin tırabzanları altın kaplama diye paylaşım yapıyorlar. Oysaki ben 20 yıldır aynı yerde, mütevazi bir apartman dairesinde oturuyorum. Bazı insanlar da bizi kullanıyor ne yazık ki. Geçenlerde bir arkadaşımı ziyarete gitmiştik, bizi yaptığı inşaata götürdü. Her odayı farklı ülkenin döşeme stili ile döşemiş. Öyle muazzam, geniş, büyük bir ev yapmış. Evi gezdik. Hanıma döndüm Evi beğendin mi? diye sordum. Hayır dedi. Allah bizi böyle bir evde oturtmasın. Çünkü böyle bir evde yaşarsak ölmemeye çalışırız. Ahreti unuturuz dedim. Çıktık, gittik. İnternette hoca Şu evi beğendi aldı diye yazmışlar. Artık internete bakmıyorum, moralim bozuluyor dedi.
İnternette pek çok şey yalan yanlış dedi masadakilerden biri.
İslam dininin ilk ayeti ikra! yani oku! diye başlar. İslam okumayı, araştırmayı, ilimi ve bilimi tavsiye etmiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyurmuştur ki: Çinde de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslümana farzdır demiştir. İnsanımız okuyor mu? diye bana baktı.
Hayır anlamında başımı salladım.
İşte Nihat Hatipoğlunun eşi resmini internette paylaşımlarda gördüğümde ilk anda, gerçekleri öğrendiğim zamana kadar, hocaya kızdığım aklıma geldi. Biraz utandım.
Masanın üzerindeki telefon sessizdeydi ama ışığı sürekli yanıp sönüyordu. Hoca telefonu eline aldı İnternette bazı siteler benim telefon numaramı verip Nihat hocaya soru sorun diye yazmışlar. İnsanlarda WhatsApptan, mesajdan soruyorlar. Herkese de cevap vermeye çalışıyorum dedi.
Hocam nasıl yetişiyorsunuz, bir asistan tutsanız dedim.
Asistan o soruları cevaplayabilir mi? dedi gülerek.
Doğru ya dedim.
Gece ile ilgili izlenimlerim
-Nihat Hoca çok sabırlı, çok sakin. Telefonunu internette yayan sitelere bile kızmamış.
-Soyadı gibi çok iyi bir hatip. Sesini, mimiklerini çok iyi kullanıyor, öyle etkileyici anlatıyor ki bir an kendinizi olayın içinde görüyorsunuz.
-İnsanları önemsiyor, herkese aynı şekilde davranıyor, çok mütevazi.
-Sağlığına, kilosuna dikkat ediyor, abur cubur yemiyor.
-İnsanların hakkında yaptığı eleştirilerden etkileniyor, üzülüyor.
-İslam coğrafyasındaki eğitimsizlikten ve kulaktan dolma şeylere inanılmasından rahatsız.