Sayfa Yükleniyor...
Onu çok seviyordum ama o benim farklı biri olmamı istiyor.
İlk tanıştığımızda onun çekingenliği, konuşurken başını önüne eğerek konuşmasını, kaçamak bakışlarını ve bana olan ilgisini dikkatimi çekmişti.
Arkadaş grubumuzla bir araya geldiğimizde onun da benim gibi bir köşede konuşmadan diğerlerini seyretmesini izliyordum. Hatta onun da benim gibi orada sıkıldığını öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. Sonraları beraber Güya ders çalışma bahanesi ile sık sık bir araya geldik. Güya diyorum, çünkü ders çalışmak dışında pek çok şey yapıyorduk. Geçmişimizden, ailelerimizden, ideallerimizden, gelecekten Her şeyden konuşuyorduk. Konuştukça da aslında birbirimize ne kadar benzer olduğumuzu görüyorduk.
O muhafazakâr bir ailede yetişmişti. Belki de bu yüzden ilk tanışmamızın üzerinden çok uzun zaman geçmiş olmasına rağmen bana bir kere bile dokunma girişiminde bulunmamıştı. Elimizin kazayla birbirine değdiği küçük anlarda bile kızarıp bozarıyor, ne yapacağını şaşırıyordu. Açıkçası bundan mutlu oluyordum. Çünkü günümüzde çabuk bir şekilde yaşanıp tüketilen ilişkilere baktığımda onun bu masumiyeti beni daha çok çekiyordu.
Arkadaşlığımızın boyutu değişip de artık çıkmaya başladığımızda hafif hafif kıskançlıklar göstermeye başladı. Önce kıyafetlerimden bazıları için Bu çok dar değil mi?, bu kıyafet çok açık değil mi? gibi şeyler söyledi. Bunu, onun beni kıskanıp kollamasına bağlıyordum. Hatta bundan biraz keyif de alıyordum.
Okulun bitmesine az bir zaman kalmıştı. Bir gün Artık bu işi resmileştirelim dedi. Her ne kadar başkaları gibi sürpriz yapıp önümde diz çökmemiş olsa da onun tarzı buydu. Çok sevinmiştim. Olur dedim. Ama ben senden bazı şeyler istiyorum diye ekledi. Bir şey söylemeden yüzüne bakıyordum. Senin örtünmeni istiyorum. Ailem başı açık bir gelini istemez. Ayrıca ailemin olduğu şehirde yaşayacağız ve sen belki de çalışmayacaksın dedi. Açıkçası o güne kadar anlattıklarından ailesinin, çevresinin nasıl insanlar olduklarını biliyordum ama kendi giyim ve yaşam tarzımın da onların yaşam tarzına zıt olduğunu düşünmemiştim. Öyle çok dekolte şeyler giymiyordum zaten.
Belki kendi isteğimle kapanmayı da düşüne bilirdim. Ama başka birinin isteği ya da başka birilerini mutlu etmek için olmamalıydı bu. Ben, beni nasıl tanıdıysa öyle biriydim ve ona farklı birini göstermemiştim. O da beni böyle sevmişti. Beraber bir yerlere tayin olup öğretmenlik yapacaktık. Kendi kazandığımız paralarla, kendi isteklerimize göre eşyalarımızı kendimiz alacaktık.
Böyle hayallerimiz bir çırpıda gitmişti.
Uzun uzun düşündüm. Sonra ona böyle bir şeyi yapamayacağımı söyledim. O da O zaman yapacak başka bir şey kalmadı deyip ayrıldı.
Şimdi onu çok özlüyor ve düşünüyorum. Çünkü ona çok alıştım. Onu aramamak ve hatta bazen Tamam istediğin her şeyi yapmaya hazırım dememek için kendimi çok zor tutuyorum ama Ama sonra aslında onun beni değil, değiştirmek istediği, olmasını istediği birini istediğini düşünüp vazgeçiyorum.
Bu yüzden en iyisinin bu olacağını düşünüyorum. Siz ne diyorsunuz?