Sayfa Yükleniyor...
Dün gece hiç tanımadığım bir kadına sırf sana benziyor diye usulca sokulup Merhaba dedim.
Buyur birader diye garip garip bakınca kendime geldim. Meğerse kadın değil bizim cinsten memnun kalmayınca hayatını bir başka yönde değiştirmeye karar vermiş bir ablaymış.
Kardeş kusura bakma seni birine benzettim. Hakkını helal et diye birazda tırsarak geri çekildim. Dayak yemekten zor sıyırdım senin anlayacağın. Neticede Tepecik burası.
Her neyse okurlar; böyle saçma sapan şeyler yapıyorum yani son zamanlarda. Mesela geçen hafta kalktım tek başına sinemaya gittim. Aslında niyetim Ekşi Elmalar filmine girmekti ama o filmin başlamasına iki saat vardı ve iki saatimi orada bir masada gelen geçen sevgilileri seyrederek ya da Facebookta her önüme gelen şeyi beğenerek geçiremezdim. Bende seansı en yakın olan İkinci Şans adlı filme girdim.
Biliyorum aranızdan bazılarınız Amaaann Özcan Denizde film mi yapmış? Onun yapacağı filmden ne olur ki? diye düşünüyordur. Amman sessizce söyleyin! Valla adam sizi kalkar bir filmlerinde oynatırlar, bunu söylediğinize pişman olursunuz Nitekim böyle şeyler yapmışlıkları da vardır. Misal Ferhan Şensoy, 2008 yılında, rol aldığı Son Ders filminin galasında o dönem Beyaz Melek filmi ile adından söz ettiren Mahsun Kırmızıgülü eleştirmiş, sektörde kalıcı olmayacağını ima ederek, Herkesin kendi uzmanlık alanında iş yapması gerektiğini savunmuştu. Mahsun bekledi. İntikam soğuk yenen bir yemektir dedi. Sekiz yıl sonra Ferhan Şensoyun kızını Vezir Parmağı adlı filminde oynattı.
Mahsun Abinin filmin adını özel bir mesaj amacıyla mı böyle seçtiği tartışıladursun biz ana konumuza dönelim. Mahsun Kırmızgül ve Özcan Deniz önceleri müzik piyasasında şanslarını denediler. Mahsun, sevgilisi tarafından terk edilen ama Yıkılmayıp ayakta durabilen fakir ama mağrur Anadolu çocuğu çizgisinde parçalar yaparken, Özcan Deniz de yine Anadolunun bağrından kopup gelmiş ama ortamın gerektirdiği her türlü şekil şemale girebilen-misal çıplak pozlar, gayvari, makyajlı fotoğraflar vs..- genç bir delikanlıydı.
İkisi de alanlarında popülerdi. İyi de para kazandılar.
2002 yılında ATVde Asmalı Konak dizisi başladı. İstanbullu bürokrat bir ailenin kızı olan, sanat eğitimi alan Baharın (Nurgül Yeşilçay) New Yorkta eğitimini tamamlarken Kapadokya'nın geleneklerine bağlı köklü bir ailesinin varisi Seymen Ağa (Özcan Deniz) ile tanışmasını konu alan bu dizi Özcan Deniz için başka kapıları açtı. Fantezik Popçu diye İstanbulun kültür sosyetesi tarafından hakir görülen bu genç, oynadığı oyunla filmde Baharı kendisine aşık ederken gerçek hayatta da kendisini beğenmeyen o kadınların kalbini fethetti. Öyle ki Ayşe Arman bile köşesinde Bana da kız, ayaklarını yıkat Seymen diye figan etti.
Genç kadınlar Özcan Denizin gittiği her yerde birbirlerini ezerek Seymen Ağa, Seymen Ağa diye imza almaya çalıştılar.
Zaten 1994 yılında Alem buysa dizisi ile piyasaya çok önceden giren Mahsunda Özcan Denize gösterilen ilgiyi görünce daha bir kamçıladı. Oda Aşka Sürgün dizisinde ağa oldu.
Hasılı aralarında dizi ile başlayan mücadele güzel filmlerle devam etti.
Özcan Denizin son filmi İkinci Şansa tesadüfen girmiş olsam da filmi çok beğendim. Aşk, komedi, duygusallık ve hemen her şey var. Üstelik de başrolde yine Seymen (Özcan Deniz) ve Bahar (Nurgül Yeşilçay) var. Film sizi biraz eskilere de götürüyor.
Yalnız filmin sonu için bir cümle yazmak istiyorum. Yoo hayır, merak etmeyin, filmin sonunu söylemeyeceğim. Sadece şunu söylemek istiyorum ki filmin sonunda Mahmutun (Özcan Deniz) yaptığı gibi cesur olmayı çok isterdim.