Sayfa Yükleniyor...
Her gün başka bir gündem, her gün başka bir şey çıkıyor.
Yazma konusunda sıkıntı çekmemem lazım ama yazacaklarım biraz da benim ilgi alanımda ya da bilgi sahibi olabileceğim şeyler olmalı. Misal düşürülen Rus uçağı ile ilgili hiçbir şey yazmadım. Bizimkiler Onlar sınırımızdan girdi diyor, onlar biz girmedik diyorlar.
Beni takip edenler genelde yazdığım şeylerin bizzat yaşadığım şeyler ya da güvenilir kaynaklara dayanarak yazdığım hikayeler olduğunu bilirler. Misal bu konuda yazı yazmak istedim gidip Hatay sınırında bakmam, ölçmem, biçmem gerek.
Girmiş mi? Girmişse nereye kadar girmiş? Ne kadar girmiş falan
Onun için yazmadım. Ama şunu söyleyebilirim ki bu durum benim moralimi oldukça bozdu. Çünkü bundan sonra Ruslarla yakın ilişki kurmamız daha da zor olacak. Hatta Türkiye de bir Rus karaborsası olacak diye korkuyorum.
Türkiyede resmi olarak yaşayan Rus sayısı 35 bin, (Resmi rakamlara göre 34 bin 990 kadın, 10 erkek) gayrı resmi yaşayanlar bunun bir kaç katı zaten hepimiz biliyoruz. Ya Türkiye bunları atalım diye bir kampanya başlatırsa. Nice olur Türk erkeklerinin hali diye gam keder sahibi oldum.
Rusya İçişleri Bakanı İgor Çernişev Rusyada yaşayan Türk sayısını 86 bin kişi ( 85 bin 999 erkek, bir tane kadın. O kadında ismi Raziye G. olan ve aslında Almanyada yaşayan, bir Alman şirketinde mühendis olan bir Türk vatandaşı) olarak açıklamış. O ülkede yaşayan bu abazan nüfusun Türkiyeye sınır dışı edildiğini düşündükçe aklıma Afrika savanlarında av için kavga eden vahşi hayvanlar geliyor. (Burada şuna bir açıklık getirmekte fayda var. Abazanları Rusyada Kafkasya bölgesinde yaşayan Abhazalar ile karıştırmamak gerekiyor) bu tür belgesellerde dış ses, Sınırlı sayıda güzel kadın için bir birine giren erkek grupları arasında vahşi, acımasızca bir savaş başlıyor diye olayı açıklıyor.
Gerçek bu ve şunu kabul etmeliyiz ki ülke olarak genetiğimizde güzellik genleri çok kısıtlı. Hemen bana kızmayın bunu ben demiyorum. Bunu Ünlü Tarihçi İlber Ortaylı söylüyor. NTV de çıktığı Tarihin Arka Odasında Neler Oluyor programında sunucu, Osmanlı padişahlarının neden evlenmek için yabancı kadınları, özellikle Rus, Ukraynalı gibi Slav ırkını tercih ettiklerini sordu.
Büyük bir adam bu İlber Hoca. Karşısında soruyu soran sarışın, uzun boylu, düzgün fizikli sunucuya şöyle bir baştan aşağı süzdü.
Yavrum sen nerelisin? dedi.
Kızcağız birçok konuğun verebileceği ters cevaplara hazır ama tüm soruları kendi sorduğu için kontra sorulara çok da hazırlıklı değil belli ki.
Neden hocam, niye sordunuz? dedi telaşla.
Hoca sakalını sıvazlarken dudakları muzip bir şey söyleyeceği şekli alıp, Yavrum cevap versene dedi.
Kız çaresizce yönetmene baktı, Şimdi bir reklam arası falan demesini bekliyor ama siyah çerçeveli gözlüklü, saçları ortadan dökülmüş, bıyıklı yönetmen, eli çenesinde öylece hareketsiz bir şekilde duruyordu. Elini devam et, devam et manasında yuvarladı.
Kızcağız bakıyor ki kaçış yok Annem Üsküplü, babamda Çerkez diye cevapladı soruyu.
Hoca daha da belirgin şekilde gülüp eli ile kızı baştan aşağı işaret ederek Al sana senin sorunun cevabı dedi.
Yavrum Allah Osmanlılardan eazı olsun ki Fetih yönünü Avrupaya çevirdiler. Onların sayesinde Anadolu genlerine Slavlardan, Germenlerden, Macarlardan genler karıştı. Bu sayede aslında kara kuru, kısa, tıknaz olan Anadolu insanının bir kısmı da boylu poslu, güzel kadın ve erkeklerden oluşmaya başladı diye devam etti.
Program biraz uzun.
Tamamını anlatsak birkaç günlük köşe çıkar bize ama Anadoluda yaşayan okuyuculardan büyük kısmını kaybederiz. Programın adını verdik. Dileyen internetten araştırsın, bulsun.
Öyle kolay şey yok. Her şeyi yazar yazıp önünüze koyarsa ne anlamı kalır.
Değil mi?