Sayfa Yükleniyor...
Ne haber? Nasılsın görüşmeyeli? diye sordum. Uzun zamandır onu görmemiştim. Yıllar önce, bir ara aynı yerde beraber çalışmıştık. Yakışıklı, karizmatik, iyi giyinen, kendine bakan biriydi.
Sonra bir ara ortadan kayboldu. Birgün bir toplantıda karşılaştık Ağabey İstanbula, daha iyi bir şirkete transfer oldum. Vedalaşmaya gelemedim demişti. O zaman konuşurken gözlerinin içi parlıyordu. Ağabey İstanbul çok güzel ya. Her şeyin merkezi orası. Gece bitmiyor adeta diye başlayıp gittiği tiyatroları, gece kulüplerini, boğaz manzaralı teras katındaki evini, çapkınlıklarını, kızları bir arada nasıl idare ettiğini anlatmıştı.
Aradan bir süre geçtikten sonra başka bir yerde karşılaştık. Ağabey evlenmeye karar verdim dedi.
Oğlum ne güzel hayatın var. Ne yapacaksın evlenip? Hem senin hareketli bir hayatın var evliliği yürütebileceğine emin misin? diye söylemiştim.
Ağabey; hareket de nereye kadar? Bu işin sonu yok ki. Hem seviyorum bu kızı demişti.
Hadi bakalım, mutluluklar o zaman demiştim.
Bazen Prospektif çalışmalar yapan bilim adamı gibi hissediyorum kendimi. Prospektif kelimesini bilerek yazdım. Hani Kim milyoner olmak ister? yarışmasında karşınıza Prospektif kelimesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A. Geriye dönük B. Deneysel C. İleriye dönük D. Laburatuvar çalışması sorusu gelirse Ben bu sorunun cevabını biliyorum. Deniz Arslanın köşe yazısında geçmişti deyin diye yazdım. Ben cevabı vereceğim ama siz eğer öyle bir yarışmaya katılırsanız doğru cevabı hemen vermeyin. Çünkü ne kadar kıvranırsanız, bilmiyormuş gibi yaparsanız bir sonraki sorunun kolay gelme olasılığı o kadar yükselir.
Cevabı şak diye C derseniz Bu adam çok bilgili, zor soru soralım, daha fazla ödül kazanamasın deyip Heredotun yazdığı Mısır firavunun dilin köken deneyinde, doğunca çobana verilerek kapatılan, o dahil kimseyle konuşturulmayan çocuğun ilk konuştuğu cümle nedir? A) Ver B) Anne C) Ekmek D) Su diye sorarlar.
Öyle bakar kalırsınız.
Üzülmeyin bu soru 1 milyon liralık soru ve o soruyu gören genç kız da doğru cevabı bilemeyip gözyaşları içinde kalmıştı.
Kendimi ileriye dönük çalışmalar yapan bilim adamı gibi hissetmemin nedenine gelince; çevremde büyük bir sevinç ve mutlulukla evlenen arkadaşlarımın bu durumlarının nereye kadar süreceğini merak edip izliyorum. Hatta karşılaştığımızda Nasıl gidiyor? diye soruyorum.
Bu arkadaşımda evlendikten sonra tekrar İzmire yerleşti.
Neden geldin? Orada mutlu olduğunu söylüyordun diye sorduğumda Ağabey orada onu yapalım, şunu yapalım, şuraya gidelim derken para tutamıyoruz. Hem çalıştığım şirketten de ayrıldım. Buradaki eski şirketimden teklif geldi, kabul ettim. Tekrar İzmirdeyiz demişti.
Hanım nasıl karşıladı bu durumu? diye sorduğumda Ağabey yapacak başka bir şeyimiz yoktu ki. Ya orada bir süre daha bekleyip iş arayacaktım. Ki masrafları nasıl karşılayacaktık o zaman? Sadece oradaki evin kirası üç bin liraydı. Diğer giderleri söylemiyorum bile. Ya da buraya gelecektik demişti.
O kadar iyi kazanıyordun. Para biriktiremedin mi? diye sordum.
Ağabey, valla gezdik, tozduk, yedik içtik dedi.
Söyleyecek bir şey yoktu. Sağlık olsun, sen burada da işlerini yoluna koyarsın demiştim.
Arada görüştüğümüzde Nasıl gidiyor? diye soruyordum. İlk dönemler İyi valla ağabey. Benim için sorun yok ama hanım biraz vızıldanıyor demişti.
Devamı yarına .