2

Rüyamdaki Cennet Neden Kabus Oldu


  • Oluşturulma Tarihi : 26.02.2016 08:22
  • Güncelleme Tarihi :

Sabahları mutlu uyanıyorum. ‘İnsan bu ülkede mutlu uyanır mı?’ diyorsunuz. Oluyor işte. Yani en azından o sabah sersemliğinde, henüz gerçeklerle karşılaşmadığım sürelerde mutluyum. Kalkmadan önce yatakta biraz düşünüyorum. Rüya görmüşsem, rüyamı hatırlamaya çalışıyorum. Tıpkı dün sabah yaptığım gibi…

Rüyamda köyde, duvardaki gaz lambasının aydınlattığı, altında davarlarımızın yattığı sıcacık evimizde, başım annemin dizinde, babamın da o gün keyfi yerinde, teneke sobamız gürül gürül yanarken, bazen pat diye parlıyor kestaneler üzerinde. Bir hikaye anlatıyor babam. Tüm insanların mutlu olduğu, pazarlarda bolluk olan, her çeşit sebze, meyve ve balığa ulaşmanın çok kolay olduğu ülkenin birinde, barış ve huzur varmış. Herkes refah ve mutluluk içinde. Annem saçlarımı okşarken dalıp gidiyorum, kendimi düşlüyorum o ülkede. Dolaşıyorum hikayenin karhamın ile, o nereye giderse…

Atın üstünde, dolaşıyoruz henüz madencilerin girmediği ormanların içinde, susadık mı iniyoruz yeşillikler içindeki vadiye, kelebeklerin dans ettiği dereye. Gökyüzü mas mavi. Uzanıp izliyoruz çimlere.  Böyle bir rüya gördüm işte. Uyandım o günleri düşündüm. Dünyanın benim için sadece bizim köyden ve eşekle gidilen ilçeden ibaret olduğu günlere...

Kalkmak istemiyorum ama mecburum işe gitmeye. Kalkıp roka, tere otu, maydanoz ve iki küçük domates koydum küçük bir poşete. Her zamanki gibi insanları zorla güldüren spikerlerin olduğu radyo programlarını pas geçtim yine. ‘Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim’ parçasına denk geldim bir yerde. Döktürmüş, kulağımın pası silindi birden. Bir kez daha hayran oldum Zeki Müren’e.

Sinirli bir patronun işçileri sürekli fırçaladığı, tezgahında ismini bile bilmediğim bir ablanın çalıştığı, arkasında küçük bir fırının sürekli bir şeyler ürettiği küçük dükkana girdim Basmane’de. ‘Doktor Abi hoş geldin’ dedi tezgahtar kadın her zamanki gibi gülümseyen yüzüyle. ‘Bu gün ne tavsiye edeceksin bize’ dedim. Hamal böreği sıcak, yağlı, akşama kadar oturur midene, sen beni dinle bu gün bunu ye’ dedi. Kırmamak lazım birini eğer ondan istemişsen tavsiye. ‘Atın ölümü arpadan olsun ver be.’ dedim sevgiyle.

Oturdum her zamanki yerime. Ben demeden çayım geldi tam istediğim gibi, ne açık, ne koyu, orta demde. Telefonumun şarjı bitmiş. Kahvaltımı ederken açtım baktım gazeteye. Açmasaydım keşke.  Bir kadının boğazı kesilmiş, öldürülmüş evinde. Bir adam Kütahya’da hem eşini, hem de ona mesaj atan minibüsçüyü vurmuş, şüpheyle. Evli ve birer çocuk sahibi ikisi de. İki öksüz daha oldu, bir tarafları eksik olacak mutlaka gelecekte.    

İnsanlar veda ediyor farklı illerde ölen gençlere. Dört kişiden ikisi Kürt, biri benim komşummuş, Narlıdere’de. Bayrak asılmış lüks sitelerin dibindeki tek katlı, gecekondunun üstünde. Küçücük evi kaplamış kırmızı ay yıldızlı bayrak tümüyle.

Böyle işte.

Böyle bir ülke.

Sabahları mutlu uyanıyorum, sonrası kabus yine.

Rüyamdaki Cennet Neden Kabus Oldu
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan