Sayfa Yükleniyor...
Yapacağımız Tayland yolculuğu için Rus, İran ya da Katar Havayolları arasında seçim yapacaktık. Rahşanın da Denizcim bir turizmci olarak ben sana Katar Havayollarını öneriyorum demesi ile tercihimizi Katar Havayollarından yana kullandık.
Katar Havayolları ile yolculuk yaparken yanıma Ukraynalı, Çek ya da Rus gibi bir Slav ırkı düşme olasılığı olmadığına göre (İstatistiksel olarak vardır ama bana denk gelmez oda) doğal olarak bir Arap biri düşecek.
Gayet normal.
Kendimi buna hazırladım. Arapça da biliyorum. İki lafın belini kırarız, 7 saat yolculuk hemen geçer diye düşünüyordum. Rahşana bilet aldırırken özellikle cam kenarı istemiştim.
Yerime geçtim oturdum.
Uçakta diğer koltuklarda birçok Arap vardı. Bir süre sonra aşağı yukarı koca Yusuf gibi boylu poslu, 150 kilo çeken bir abi ve tartıda en az onun kadar çeken daha kısa boylu geldiler. Geçip giderler diye bildiğim tüm duaları okudum. Ama numaralara bakan adam tam da benim 13A sırasının önünde durdu.
13 verilirken bir uğursuzluk olacağını tahmin etmeliydim.
Önce kimin ortaya oturacağı ile ilgili küçük bir konuşma geçti aralarında.
Katar Havayolları Arapların. Doğal olarak da standartları kendilerine göre yapmışlar. Koltuklar normalden biraz daha geniş. Ama sonuçta bir battal boy değil yani.
Ortadaki biraz daha dar gibi göründüğünden adam önce kenara oturmak istedi. Ancak kadın ortaya oturacaktı ve kenarda zavallı ben yani o anda orada olmamayı dileyen bir erkek, oturuyordum.
Adam kadının yanına namahrem olmaz diye duşunmuş olmalı ki öndeki, arkadaki koltukları iterek, zorlukla, ortaya oturdu. O otururken uçakta bir sarsıntı oldu. Hostesi çağırdım.
Hanim efendi uçağın bu tarafına fazla yük bindi. Siz ablayı denge olsun diye diğer tarafa alin bence dedim.
Kadıncağız güldü. İçimi rahatlatmak için Merak etmeyin efendim uçaklar binlerce tonu kaldırabilecek kapasitede üretilmişlerdir dedi.
Kenarda annesinin altında kalan bir civciv gibi sadece kafan görünür şekilde kalakalmıştım. Belki bir boşluk olur, oraya geçer diye düşünmüştüm. Ama Araplar Türkiyeye aşırı ilgi gösteriyorlardı demek ki.
Uçak doluydu.
Yapacak bir şey yoktu. Adamın eli benim böğrümde yolculuk başladı.
Kitabimi açıp okumaya, Aklimi bu şansızlığım ne olacak bitmedi gitti, ne yapsam da kurtulsam diye düşünmekten başka bir yere vermeye çalıştım. Ama ne mümkün adam kıpırdadıkça uçakta bir sarsıntı oluyor, sanki uçak benim tarafa doğru yan yatıyor gibiydi. Birde sevişken bir çift ki sormayın. Adam her fırsatta ablanın elini öpüyor, onu kendine doğru çekiyor, kiloları izin verdiği ölçüde adeta içine almaya çalışıyordu.
Ahmet Altan sevdiğim bir yazar. Gitmeden önce onun bir kitabini almıştım. Kitabın bir yerinde birbirine aşık bir ciftin arzulu bir şekilde beraber olmasını harika tarif etmiş Ahmet ağabey. Ben kafamı başka yere vermeye çalışırken sanki inadına bu çift ile ilgili düşünceler aklıma gelip duruyordu. Bunlar yatakta ne yapıyorlar acaba? Bunlara göre sağlam yapılmış bir yatak var mıdır, yer yatağında mı yatarlar? gibi düşünceler geçti kafamdan.
Hostesin yemekte ne alırsınız? sorusu ile kendime geldim.
Devam edecek...