2

Seni Unuttum Desem İnanır mısın? – 2


  • Oluşturulma Tarihi : 12.07.2016 07:29
  • Güncelleme Tarihi :

Osman Rüstem yıllarını kendisine verdiği kıdemle masanın dokunulmazıydı. Masamızın şairi, hüznü, aşkın ve terk edilmişliğin sembolüydü. Hoş o masada daha önce terke edilmişliğin acı tadını bilmeyen çok az kişi vardı.

Şiirini bitirdikten sonra bardağını dibine kadar içti. Dudağını kenarından sızanları her zaman yaptığı gibi ulaşabildiklerini dili ile yaladı. Sakalına dökülenleri eliyle sakalına ve sigara içmekten sararmış bıyıklarına sürdü. ‘Güzel kokması için yapıyorum’ derdi soranlara. Daha önce ısırıp yarım bıraktığı pidenin kenarını haydariye batırdı. Büyük bir lokma ile ağzını doldurdu.

‘Doktor sen neden içmiyorsun?’ dedi lokmayı çiğnerken. Bir parçası ‘sen’ derken dizine düştü.

‘Ramazan’da içmez bizim doktor’ dedi Taco.

Kadem reis ağzından çıkarmadığı ama sürekli çektiği sigarasını yine çıkarmadan ‘Helal olsun, esaslı adam. Zaten bir tek aşk acısı çektiğinde içer’ dedi.

‘Sahi ne oldu senin durum be doktor? Artık tamamen bitti mi? yoksa devam mı üzülmeye?’ dedi Osman Rüstem.

Sahi bitmiş miydi? Yoksa elime bir kalem aldığımda hala ona mı yazıyordum tüm yazı ve şiirleri. Sahi neden gitmişti ki? Düşüncelere daldım her zaman yaptığım gibi. Kimse yanımda olmasın istiyorum o anlarda. Birden çizgi filmlerde olduğu gibi bir baloncuk halinde patlayıp yok olsun insanlar ve ben kimseyle konuşmadan düşüneyim.

‘Boş ver be doktor. Üzme kendini sonuçta kendi gitti. Benimki de gitmişti biliyorsun. Tıpkı seninki gibi. E o zaman kader arkadaşı sayılırız değil mi?’ dedi Osman Rüstem.

‘Hadi o zaman gidenlere’ diye yeni doldurulmuş bardağı kaldırdı. Yüzüme baktı. Sonra gözleri aşağı indi, elime baktı. Hiç hareketlenmediğimi görünce de ’Sahi ya sen içmezdin ramazanda değil mi?’ dedi.

Bardağı bir seferde bitirdi her zamanki gibi. Hafif şiddette bir meltem eserken küçük balıkçı sığınağında ağır ağır yalpalanan teknede konu gidenlere gelmişti yine her zaman ki gibi…

Birden buraya en son ne zaman geldiğimi düşündüm. Hatırlamıyordum ama sardalyenin tadını özlediğimi düşünecek kadar uzun zaman olmuştu demek ki. Ramo Usta ağzında hiç düşürmediği sigarası ile bir köşede balıkları yapıyor, pişenleri bir maşa ile plastik tabağa bırakıyordu. Ramo Ustanın sofraya oturduğunu, konuştuğunu pek hatırlamıyorum. Hoş kendisi sofrada olsa zaten konuşmuyor olduğundan ortamda olup olmaması kimsenin dikkatini çekmiyordu.

Karısı bir başkası ile gittiğinden beri kimseyle pek konuşmadığı söyleniyordu. ‘Zaten konuşacak ne vardı ki? İnsanlar bana ‘Karısı tarafından terk edilen bir zavallı gibi’ bakıyorlardı. Onların yüzüne bakamıyordum’ demişti bir gün bana.

‘Neden gitti? Kiminle gitti?’ diye sormuştum.

Acı acı gülümsemiş “Aşktan gitti yeğenim aşktan. ‘Aşık oldum, seviyorum, bana zorluk çıkarma, boşa beni’ dedi bana. Çöp toplayan bir adamla. Bari gitmişken gitmeseydi bir çulsuza ama... Belki döner yakında” dedi.

 ‘Kızmadın mı? Yani ne bileyim kızar insan’ dedim.

‘Aşık olduğu için mi?’ diye gülmüştü. ‘Bir kadın gittiyse senden bil ki o aşkı sende göremediğinden yeğenim’ demişti.

Masada ona doğru bakıp bunları düşünürken dalmışım.

‘Doktor yine nerelere gittin?’ dedi Taco.

‘Nereye olacak onun yanına’ dedi Osman Rüstem. ‘Onu unutmadı ki’ diye yüzüme baktı acıyarak.

Seni Unuttum Desem İnanır mısın? – 2
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan