Sayfa Yükleniyor...
O dönemde beraber olduğu çocukla bir dargın bir barışık gidiyorlarmış. Ondan dolayı sık sık mesajlaşıyormuş. Bunu sonra öğreniyorum. O surat yapıyor, bende hiç ilgilenmiyormuş gibi. Ama içim gidiyor bir taraftan. Neyse abi çok uzatmayayım. Akşama kadar birkaç cümle konuştuk. Beraber yüzdüğümüz ağabeyin adı Güngörmüş. Akşam bizim o sitede kaldığımızı öğrenince mangala çağırdı. Gittik ama hala konuşmuyoruz. Mangaldan sonra Güngör Abi Hadi gençler, beraber çıkın gezin, bende biraz kafa dinleyeyim dedi.
Benim beraber gittiğim arkadaşım kız arkadaşı ile gittiği için üç kişi Bodruma indik. Bir kafede oturduk. Güngör Abinin kızı arkadaşlarını gördü, oraya gitti. Biz ikimiz masadayız. Ne o konuşuyor ne ben. Sonra birden Sohbetinize de doyum olmuyor dedi. Ben de Aranıza girmek istemedim dedim. Anlamadı. Kiminle arama? dedi Telefonunuzla! Maşallah yapışık ikiziniz gibi. Kopamıyorsunuz dedim.
Öyle başladık işte. Çok güzel bir aşktı be abi. Ben Afyonda çalışıyorum. Her hafta soluğu İstanbulda alıyorum. Hukuk fakültesinde de devam zorunluluğu yok. O bazen benim yanıma geliyor. Onun tüm masraflarını ben karşılıyorum. Bütün bunlara param yetmemeye başlayınca tekrar basketbola başladım. Takımım Eskişehirde, işim Afyonda bir de araya İstanbulu sıkıştırıyorum. Ama o kadar mutluyum ki. Enerjim hiç bitmiyor sanki.
Üç yıl böyle sürdü. Okulu bitirdi. Evlenmeye kararlıyız. Ama annesi kızı için farklı birini hayal etmiş.
Nasıl birini? Sende boylu poslusun. Aranızda yaş farkı mı vardı? dedim.
Yok abi. 6 yaş küçüktü benden. Ama ben ilaç mümessiliyim ya. O ne öyle pazarlamacı gibi falan demiş.
Aradan zaman geçti. Ne yapacağız? diyorum Annemleri ikna etmeye çalışıyorum. Ailemi karşıma alamam diyor. Ama tabii artık eskisi gibi de sık görüşemiyoruz. Bir şeyler koptu işte. Tartışmalar, restleşmeler başladı. O inat bende inat. Bir dargınız, sonra Hiç kopamayız deyip birleşiyoruz. Böyle de bir yıl devam etti.
Sonra tekrar ayrıldık. Kendi kendime Seni seviyor olsa her şeyi göze alırdı. Ne yapar eder, senin yanında olurdu dedim.
Aramadım. Aradan 6 ay geçti. Bodrumdayım, bil istedim diye bir mesaj attı. Hemen yola çıkmışım. Bafa Gölü kenarında durdum. Ben ne yapıyorum? Gel deyince gel, git deyince git, oyuncak mıyım? dedim kendi kendime oradan döndüm.
İki ay sonra da evlendi.
Nerden biliyorsun? dedim.
Ortak arkadaşlarımız var. Onlar söyledi dedi.
Belki sen Bodruma gitsen onla evlenmeyecekti dedim
Belki de abi. Ama 4 yıl bir şeye karar vermek için yeterli bir süre değil mi sence? dedi.
Bence de yeterli dedim.
Sonra? dedim.
Sonrası yok abi. İki yıl orada burada kendime gelmeye çalıştım. Başka gönüller kırdım, üzdüm. Ama artık kendime geldim dedi.
O ne yaptı peki? dedim.
Anne olmuş dedi.
Nereden biliyorsun? dedim.
İnstagramEEEına bakıyorum. Profili açık. Belki de benim görmemi istiyor dedi.
Bakınca üzülüyor musun? dedim.
Üzülüyorum tabii ki. Koca dört yıl tuttuğun eli başka bir el tutuyor, ona artık başkası sarılıyor, onun yanında uyuyor. O adam ben olmalıydım. O çocuk bizim çocuğumuz olmalıydı diye düşünüyorum dedi.
Bence sen hala onu unutmamışsın. Yeni bir ilişki için kalbin iyileşmiş olmalı dedim.
Hangimizin kalbinde yaralar ve izler yok abi? dedi.
Keşke sonu mutlu bitseydi. Üzüldüm dedim.
Sonu mutlu biten bir aşk var mı? Sonu mutlu bitse aşk kalır mı? Belki de acı bittiği için aşk diyoruz abi dedi.
Neyse abi ben müsaadenle dedi.
Kusura bakma üzdüm seni biraz dedim.
Alışkınım üzülmeye be abi. Etkilemiyor beni dedi.
Giderken yüzünde acı bir gülümseme ile kapıyı kapattı.