Sayfa Yükleniyor...
DENİZ ARSLAN
Sosyal medyanın gücünün farkında mısınız? Önünüze gelen/getirilen şeylerin doğruluk payı olmasa da kafanızda soru işareti bıraktığını düşündünüz mü?
Yakından tanıdığımız, tanımadığımız, konuştuğumuz, konuşmadığımız, gördüğümüz, görmediğimiz bir sürü arkadaşımız var bu mecrada. Onlarında arkadaşları, arkadaşlarının arkadaşları Zincir bu şekilde uzadıkça uzuyor. Herkes kendisiyle ilgili bir durumu, fotoğrafı, düşünceyi paylaşıyor.
Dün kendisi ile henüz tanışmadığım ama çok büyük ihtimalle sarışın ve güzel bir kadın olması nedeniyle sayfama eklediğim bir arkadaşım, bir paylaşımında, sesi ve bestelediği şarkıları ile yıllardır zirvede olan, ülkemizin değerli bir üretici sanatçısına yönelik bir yazı yazmış.
Yazıyı noktasına, virgülüne dokunmadan aynen sizinle paylaşacağım. Zira yazıda dokunulacak bir nokta ve virgül de yok!
Kardeşim, belki okuma yazması yoktur derseniz Üniversite mezunu olmasına rağmen okuma kısmını pas geçip doğrudan yazma ve hatta her şey konusunda yazma faaliyetlerinde mahir bir arkadaş diye cevaplarım.
Paylaşımlarına bakarsak her konuda bir fikri var. Çünkü üç kilo boya sürdüğü yüzünde, dudaklarını şekilden şekle sokarak, enteresan, seksi pozlar verip ekonomi, yemek ve gezilecek yerler konusunda önerilerini sıralıyor.
Olsun orası onun özel mecrası, bizi ilgilendirmez.
İlgilendiren kısmına geleyim o zaman. Çünkü paylaştığı şey ister istemez önüme geldi ve okuyunca doğrudan ilgilendiğim bir mevzu halini aldı dün akşam. Sanatçımızın bir resmini paylaşıp şöyle yazmış: Bu kadın benim çocukluğumun gençliğimin blue çağımın sesiydi starıydı son 15 yıldır tavır ve davranışları söylemlerinden dolayı kendisini sesini ve müziğini bile reddettiğim insan, yazık ki yıllarca Türkiye Cumhuriyetinin sağladığı demokrasi ve özgürlük sayesinde bu ülkeden nemalandın para kazandın sıfat sahibi oldun ama itibarın bitti sadece sanatçı olarak kalsaydın müziğini yapsaydın da fındık kadar aklınla konuşmasaydın öldüğünde de onurlu bir şekilde hatırlanırdın.
Dayanamadım Bahsettiğiniz sanatçı Atatürke hakareti düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği yolunda sosyal medyada çıkan haberleri yalanladı. Böyle bir açıklaması olmadığını söyledi dedim.
Ne dediği umurumda değil. Şimdiye kadar yaptıkları bile yeter dedi.
Şimdiye kadar yaptıkları derken? diye sordum.
O da bende saklı kalsın dedi.
Söylemesi konusunda ısrar ettim ama söylemedi.
Bu sanatçımızın albümü piyasaya yeni çıktı. Muhtemelen bu albümün satmasını istemeyen rakiplerden birinin oyununa istemeden de olsa aracılık ediyoruz. Fikrimizin dahi olmadığı konularda çıkıp bir şeyler yazıyor, insanları etkilemeye çalışıyoruz.
Aynı şey Karşıyaka konusunda da yaşandı. Muhtemelen rakip firmaların başlattığı Pınarı boykot kampanyası sırasında Pınara boykot, Karşıyaka yalnız değildir Sponsor mu yok? Hesap açın para akıtalım diyenler ortada yok. Pınar grubunun gelirleri yüzde 20 oranında düştü. Bu kampanyanın insanların gözünde oluşturduğu olumsuz imaj ne zaman bitecek Allah bilir. Ama ortada acı bir tablo var ki bunu gerçek bir Karşıyaka taraftarı olan bir arkadaşım, sayfasında dile getirmiş. Kulübün mayıs sonuna kadar sporculara ödemesi gereken 2.5 trilyon ve çalışanlara 600 bin borcu sadece Pınardan sağlayabiliriz gibi görünüyor. Demek ki 60 yıllık destekçimizi bu kadar kolay harcamamamız gerekirdi demiş.
Demek ki neymiş; sosyal medya aslında çok tehlikeli bir silahmış.
Biz 40 yıldır muhteşem şarkılar, besteler yapmış insanı hemen çöpe atalım yerine Ablan star bebeğim diyen, hiçbir şey üretmeden, sadece ay, uy yapan arkadaşların peşine düşelim.
Sarışın ablanın peşine düştüğüm gibi.