Sayfa Yükleniyor...
Yazılarımız çok tutunca sağ olsunlar gazeteden aldığımız maaşa zam yaptılar. Henüz bir Yılmaz Özdil ya da Ahmet Hakan kadar almıyorum ama çok şükür yani. İyi kazanıyoruz.
Dünyada gezmediğimiz yer de kalmadı ama parayı bitiremedik. Bizde Bir yatırım yapalım, para boşa gitmesin, çeşme akarken küpü dolduralım, bu işin yaşlılığı da var düşüncesi ile kendimize bir ev daha alalım dedik. Araştırmalar neticesinde uygun fiyata bir ev bulduk ve çetin pazarlık neticesinde anlaşmamızı yaptık.
Cuma erken bir saatte daire sahibi ile Tapuda buluşmak üzere sözleştik. Kendisi benden önce oraya ulaşmış, sırayı almış. Tapuda rüşvet alınıyor diye dedikodular vardı. Bunun önünü kesmek için sağ olsun hükümet bir uygulama başlatmış. Eskiden Tapudaki memura 100 lira ya da bir kilo baklava verip hallettiğimiz işi döner sermaye adını verdikleri bir uygulama ile 100 liraya değil 260 liraya hallediyoruz. Tek fark memur yerine devletin bu parayı alması.
Devlet bu tabi alacak diyorsunuz. Tamam, bende aynı şeyi söylüyorum. Devlet para alacak bu gayet normal. Benim aldığım 80 metre karelik küçük bir daire için devlete ödediğim vergi 5 bin 200 lira. Yani paramı vermişim. Bana bu para karşılığında adına Tapu senedi adını verdikleri küçük bir kağıdın bedeli 260 lira mı?
Hadi orayı da geçtim. Yani bize bu kazığı geçirirken güler yüzle, mutlu şekilde yapsalar yine sesimiz çıkmayacak. Yani en azından olayın mekanı bizi biraz gevşetse kötü mü olurdu?
Böyle bir ortam hazırlanmış mı? Hayır
Tapu dairesinin girişteki başvuru kısmına iki memur koymuşlar. Erkek de kadın da mutsuz. En azından görüntü o. Bir tapu için alınan evraklar herkes için belli. İki fotoğraf, nüfus cüzdan fotokopisi, Deprem sigortası ve evin tapusu. Bu evrakları alıp kontrol ederken bile her hali ile mutsuzluğu belli olan kilolu, özensiz memure hanım, bin defa öf ledi yüzümüze.
Sanırsın ki Sudanda imkansızlıklar içinde açık kalp ameliyatı yapacak ya da içinde 800 yolcu olan bir Airbus A380 uçağı kaldıracak. Be bacım iki evrakı kontrol etmek bu kadar mı zor diyesim geldi, ablanın tombul parmaklarından korktum.
Benim fotoğrafımı satıcının nüfus cüzdan fotokopisinin üzerine iğneledi. Sonra bir bana bir nüfus cüzdan fotokopisine baktı. Bu size benzemiyor dedi. Doğru çünkü o benim nüfus cüzdanım değil dedim. Bu kimin nüfus cüzdanı, nüfus cüzdanının sahibi kim? vekaletiniz var mı? diye sordu. Hanım efendi benim fotoğrafımı satıcının nüfus cüzdanı fotokopisi üzerine iğnelediniz dedim.
Bunları sanki onu iğnelemek için söylemişim gibi algıladı. Sizin fotoğrafınız son altı ay içinde çekilmemiş. Saçlarınız kısa bu resimde dedi. Altı aydır uzatıyorum dedim ama yanlış yere fotoğraf iğnelediği için sinirini bir yerden çıkarması gerekiyordu. Bu resimle işlem yapamayız. Gidin yeni resim çektirin dedi.
Baktık ki zorlasak o gün tapuyu da alamayacağız mecbur gittik yeni resim çektirdik geldik.
Tapu, banka, yine tapu ve mutsuz insanlar arasında koştururken Keşke parayı Taylandda yeseydim de evi almayaydım dedim.