TÜRK TURİST OLMAK SUÇ MU?


  • Oluşturulma Tarihi : 03.09.2016 07:15
  • Güncelleme Tarihi :
TÜRK TURİST OLMAK SUÇ MU? yazının resmi

Otelde karşılaştığım İngiliz ile sohbete dün kaldığım yerden devam ediyorum

Adama ‘Otele kaç liraya geldiğini’ sormak istiyor ama diğer taraftan da ‘Ya söylemezse neden merak ettiğimi nasıl açıklayıp ona söyletirim’ diye düşünürken o bana ‘Oteli beğendiniz mi?’ diye sordu.

‘Türk vatandaşı olarak her sene birkaç kere yurtdışına çıkma imkanımız vardı da biz mi gitmedik? Ayda yılda bir kere bu bir tatil olanağımız olmuş, çok şükür’ diye düşünerek ‘Yani fena değil’ dedim.

Adam suratını ekşiterek ‘Valla biz şubat ayında Antalya Belek’te bir otele gitmiştik, orası çok daha güzeldi ve üstelik 10 gün boyunca 4 kişi, uçak bileti ve transfer dahil 750 pound ödedik’ dedi. Pound İngiliz para birimi ve kaç lira ettiğini bilmiyordum. ‘Bir pound kaç lira?’ diye sordum. Neticede adam para bozdurmuş olduğundan daha iyi bilir diye düşünmüştüm. Düşündüğüm gibi çıktı. Adam hiç düşünmeden ‘Aşağı yukarı 4 lira’ dedi.

İki yetişkin, iki çocuk, İngiltere-Antalya Uçak bileti, havaalanından otele transfer, otel, yeme, içme, yani her şey dahil, beş yıldızlı bir otelde 10 gün tatil;  4x750=3000 lira! Benim 5 günlük tatilim üstelik içinde transfer parası yokken dahi neredeyse o paraya geliyordu.

‘Erken mi rezervasyon yaptırdın?’ diye sordum. ‘Yok valla geçen hafta karar verip aldık’ dedi.

Serin suyun içinde, kafamdan buharlar çıkmaya başladı. Su beni kesmedi. Kaydırakların en yükseğine çıktım, ‘Ölem de bu ülkeden kurtulam’ diyerek kendimi bıraktım,  hızla suyun içine düştüm. Bütün gün o kaydırak senin bu kaydırak benim atladım ama yok, kendime gelemedim, tadım kaçtı bir kere.

Akşamüstü ‘Kendimi nasıl rahatlatayım?’ diye düşünürken adamın biri yanıma geldi, ‘Su topu oynar mısınız?’diye sordu. ‘Nasıl oynanacağını bilmiyorum’ dedim. ‘Futbol gibi ama suda oynanıyor, topu rakipten almaya çalışıyorsunuz, batırmak serbest’ dedi. ‘Tamam’ dedim Fatih Terimvari mimiklerle.

Su topunda hırsımdan iki İngiliz, bir Ukraynalı, bir de Rus nasibini aldı. Biri boğulmak üzereyken son anda kurtarıldı.

Biraz rahatlamıştım.

Akşam yemekten sonra kalan sinirimi atmak için ‘animasyon şov’una katıldım. Animasyon genelde oteldeki insanları eğlendirmek ve hoşça vakit geçirmek üzere birkaç kişi tarafından oynanan oyun ve gösterilerden oluşur. Bizim otelin animasyon ekibi Okan Bayülgen gibi bazen etrafı fırçalayan, bazen güldüren ama genelde güldüremeyen ama yinede çabalamaktan vazgeçmeyen tek bir kişiden oluşuyordu. ‘Karaoke şov’ varmış. Ülkem insanının kendine olan güvenine hayran kaldım. Müzik ile alakasız şarkılar söyleyenler mi ararsınız, detone olanlar mı, bet sesi ile tekrar tekrar söylemekte ısrar edenler mi? ‘Unimasyon şov’, ‘persecution (zulüm) şov’ a dönmüştü.

Baktım tekrar sinirim çıkıyor, erkenden ayrıldım.

Kendimi dışarıya, çarşıya attım. Yollar tenhaydı. Mide ağrımı gidermek için bir markete soda almaya girdim.

‘İşler nasıl?’ diye sordum. Adam uzun zamandır bu soruyu birinin sormasını bekliyor gibi ‘Sorma kardeş, 20 yıldır bu marketi işletiyorum, senede beş ay çalışıp yedi ay o parayı ailece yiyoruz. Bu her şey dahil sistemi ve büyük marketler yüzünden düzenimiz alt üst oldu. Zaten iki yıldır turist yok, olan da otelden dışarı çıkmıyor, her şeyi otelden karşılıyor, dışarıda bile içeceği suyu otelden doldurup dışarı çıkıyor, biz nasıl geçineceğiz?’ dedi

‘Valla ben bu soruyu ilgili yerlere soracağım ve inşallah tatmin edici bir cevap alırım’ dedim ona. Ne demek istediğimi anlamadı ama ben ona söz verdiğim gibi soruyorum;

Sevgili Büyüklerim;

Neden Türk turistlere ‘üvey evlat’ muamelesi yapıyorsunuz?  Elin turisti ‘yüro’ harcıyor diye yapıyorsanız parayı ‘yüro’ yapıp geliriz

Her şey dahil sistemi ile çöpe atılan yemekler, sınırsız alkol ile üç kuruşa sınırsız içen, elin ayyaşlarına sızıncaya kadar içirmek zorunda mıyız?

Her şey dahil sistemi ile suyu bile otelden alıp dışarı çıkan turist nasıl döviz bırakacak?

TÜRK TURİST OLMAK SUÇ MU?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan