Sayfa Yükleniyor...
Sevdiğim bir şairin ölüm haberini okudum bu sabah...
Oysa daha çok gençti. Kim bilir içinden neler geçti. Ve o geçenler nasılda içini çürüttü. Her şeyi sağlammış diyor otopsi. Kalbi, sadece kalbi pes etmiş, yarı yolda bırakmış kendisini...
Yarı yol... Zaten 35 yaş şiirini yazan şair 46sında ölmüştü değil mi? Erken ölmek şairlerin kaderi mi yoksa İyiler erken mi gider denildiği gibi...
Ölüm... Bugünlerde ölümü sık sık düşünür oldum. Bunu yazmaktan da korkuyorum? Bu yazıdan sonra ölürsem eğer Genç yazar öleceğini hissetmiş, yakın bir zamanda yazdığı şu yazısında ölümden şöyle şöyle bahsetmiş der meslektaşlarım. Olsun ne yapalım. Hayattayken gündem olamadık bari ölünce olalım. Hem ölüm bir gerçekse bu gerçeği nasıl unutalım?
Unutmak Unutmak istediğim o kadar çok şey var ki. En başta seni. Gözlerini, gülünce hafiften gamzelenen yanaklarını, tavşan dişlerini, her daim güzel kokan saçlarını, kirpiklerini. Ama en çok sözlerini
Sözler Ne çok şey söyler insanlar bazen düşünmeden. Karşısındakini mutlu etmek için söyler ama aslında farkında değildir kendini tatmin ettiğinden. Tutmadığın, öylesine söylenmiş sözlerini düşündüğümde aklıma başkalarına söylediğim yalan sözler geldi istemeden. Utandım kendimden. Neden böyle bir şeyi yaptım ki ben? Şimdi gidip özür dilesem, Sizi üzdüğüm için . desem affederler mi gönülden?
Affetmek Allaha mahsustur der eskiler. Zamanla geçer mi sence kızgınlıklar, nefretler? Hatırlar mısın konuşmuştuk bunu seninle bir zamanlar, Kim diğerine önce gitsin gibi şeyler Sen benim ne kadar inatçı olduğumu bilmiyorsun ölsem de gelmem sana demişti dilinden dökülen kelimeler. Ve ben de karşılık olarak düşünmeden söylemiştim kırıcı sözler.
Kelimeler ve sözler... Bazen keşke düşünülerek söylenseler
Söylemek O kadar çok söylemek istediğim şey var ki. Mesela bir şarkı, bir şiir, bir çığlık, içimdekini ifade etsin yeter ki. Bağır, rahatla! derken bir tarafım, Aman ha şöyle şöyle olur diyor diğer taraf sürekli. Bu çatışmalar yorgun düşürdü düşüncelerimi, bedenimi. Kalbim, amansızca, acımasızca birbirlerini öldürmek isteyen iki düşmanın arasında kalmış bir çocuk gibi. Sımsıkı kapatmış kulaklarını, gözlerini, cenneti düşünür gibi
Cennet... Peki cennet nerede? Ölen şairi merak ediyorum mesela. Cennete gitmiş midir sence? Kavuşmuş mudur orada tüm sevdiklerine.
Cennet senin olduğun yerde,
Bırakıp gitme,
Beni koyma cehenneme demişti bir şiirinde
Umarım huzur içindedir gittiği yerde.
Sevdiğim bir şairin ölüm haberini okudum bu sabah. Ve sen geldin aklıma nedense. Umarım huzur içindesindir gittiğin yerlerde