2

Yabancılar Soruyor: Türkiye'de Neler Oluyor?


  • Oluşturulma Tarihi : 12.08.2016 07:36
  • Güncelleme Tarihi :

Birkaç yıl önce Hollanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya ve Litvanya’dan bir grup öğrenci misafirim gelmişti.

Türk yemeklerinin yapıldığı bir lokantada bol sarımsaklı işkembe çorbası, kebap ve baklavadan oluşan güzel bir akşam yemeği yedik. Sonra demli Türk çaylarımızı ve kahvelerimizi içtik. Her şey harikaydı. ‘Türkiye ne güzel bir yer’ diyor başka bir şey demiyorlardı.

Sohbet, muhabbet, gecenin geç saatlerine kadar sürdü. Sıra artık onları evlerine bırakmaya gelmişti. İkisi Narlıdere’de bir evde kalıyorlardı. Evlerine yakın bir yere gittiğimizde, ‘Tamam biz burada inelim, zaten 100 metre yukarda kalıyoruz’ dediler. ‘Ya olur mu misafir yarı yolda bırakılır mı?’ diye Türk centilmenliğini göstermek istediğimden onları evin önüne kadar götürmekte ısrar ettim. Arabamla sokağa, onların apartmanının önüne döndüm. Vedalaşırken birden karşı apartmandan bir grup genç koştura koştura inip alel acele sokağa bıraktıkları arabalarına koştular. Peşlerinden de eli sopalı, taşlı bir başka grup da onların arkasından aşağı koşup onları takip etti. Ellerindeki taşları arabalarına, ya da arabalarının arkasından attılar. (Sonraki günlerde olayın kız meselesinden kaynaklandığını bir grubun diğer grubu basmaya gittiğini ama baskın için gidenleri daha kalabalık bir grup beklediğinden kaçtıklarını öğrendim)

Biz arabada 5 kişi donup kalmıştık. Elinde koca bir taşla biri benim arabamın önüne geldi ve taşı kaldırıp camıma atacakken ‘Elimi kaldırıp aman kardeşim dur! Ne yapıyorsun?’ diyerek kapıyı açtım. Onu o anda durdurmak için ne diyeceğimi de bilemedim. Adam taşı arabama ya da kafama atmadan bir şey söylemeliydim. ‘Biz onlardan değiliz, yabancı misafirlerimizi bırakmaya geldik’ diye arabanın içini gösterdim.  Zavallı yabancılar arabanın içinde şok olmuş şekilde, korkudan birbirlerine sarılmışlardı.

Taşı atacak olan adam sarışın kadın ve erkekleri görünce durdu.

Ancak diğer arabaları koşturup dönen çok daha öfkeli biri, gelip benim açtığım kapıya bir tekme atıp sinkaflı bir küfür ile bana girişmeye çalıştı. Ona da arabadakileri gösterip bizim ‘Diğerleri ile alakamız yok, biz tesadüfen buradayız’ dedim ama adam hıncını alamamış olacak ki bana gelip ‘S… gidin ulan’ diye bağırmaya devam etti.

İnecek olanlar korku ile etrafa bakınıp oturdukları apartmana girerken, biz de tekme ile iyice içeri göçen ve kapanmayan kapımız ile oradan uzaklaştık.

Olanları anlayamadığım için arabada kalanlara da anlatmak mümkün değildi. Norveç gibi, İsveç gibi kavga ve gürültünün pek de olmadığı ülkelerden gelen bu arkadaşlar kafalarında nasıl bir imajla ayrıldılar tahmin etmek zor değil.

Bu ve buna benzer pek çok olay ülkemizin hemen her tarafında her gün yaşanıyor. Son darbe hadisesinden de öğrendiğimiz gibi ‘Dindar bir nesil’ de bu işlere bir çözüm oluşturmamış.

Şimdi Türkiye’ye hem tatil hem de gezi için gelecek bir grup arkadaşım bana ‘Türkiye’de neler oluyor? Gelelim mi?’ diye mektup yazmışlar. 18 yaşına geldiklerinde ‘Sen artık erişkin oldun, başının çaresine bak’ diye onları kapı önüne koyan aileleri bile onların Türkiye seyahatlerinden endişelenmiş. ‘Aman ne işiniz var orada!’ demişler.

Ne cevap yazayım bilemedim.

‘Gelin burası güvenli’ desem doğru olacak mı? Cumhurbaşkanı bile ‘daha tehlike geçmedi’ diyor.

‘Gelmeyin kardeşim biz buradan kaçmaya çalışıyoruz’ desem bizden önce Suriyeliler kaçmaya çalışıyorlar.

Ne diyeyim?

Yabancılar Soruyor: Türkiye'de Neler Oluyor?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan