Sayfa Yükleniyor...
Malum yazılara ara vermiştik.
Bunun nedenlerini bir yazı ile de siz değerli okurlarla paylaşmıştık.
Ama o kadar çok arayan, Deniz bey neden bıraktı? diye soran olmuş ki ben bile duyduklarıma inanamadım. Birkaç örnek vermem gerekirse;
Trumpı bilirsiniz. Evet, evet Donald Trump! Bizim gazeteyi aramış. Tabii ki ilk önce sözcüsüne aratmış. Dışarıdan bizim gazeteyi aradığınızda telefonlar önce santrale bağlanıyor. Santraldeki Şükran abla Karadeniz kökenli bir ablamızdır. Buyurun, çimi aradinüz? diye arayanları bir ön sorgudan geçiriyor. Misal sinirle arayan biri olursa sakin sesi ile onu pışpışlayıp, gazını çıkartıyor, sonra ilgili kişiye bağlıyor.
Her neyse konuyu çok uzatmayayım; Trumpn sözcüsü Katrine Spicer Merhaba ben Beyaz Saray sözcüsü diyor.
Şükran abla sahil evlerindeki kır düğün salonu Beyaz Saraydan ilan için aradıklarını sanıyor, telefonu ilanlar bölümüne bağlıyor. İlanlar bölümündeki arkadaşlar birinin kendileri ile matrak geçtiğini zannedip kapatıyorlar.
Sözcü ikinci kez aradığında bu sefer hızlıca, Ben Trumpın sözcüsüyüm. Deniz Bey neden ayrıldı? diye soruyor. Şükran abla telefonu genel yayın yönetmenine, Deniz Bey sözlüsünden ayrılmış, kızın babası sizi arıyor diye bağlamış.
Neyse mevzu bu şekilde genel yayın yönetmenine aksetmiş ama sonunda gerçek anlaşılmış. Trumpın sözcüsü Sayın Başkan birkaç gündür çok sinirli. Çünkü Deniz Beyin yazılarını okuduğunda keyfi yerine geliyor, gülüyor ve hatta bazen, Hayat ne güzel, çiçekler, böcekler diye geziniyordu. Oysa birkaç gündür o kadar gergin ki! Kuzey Koreye ya da İrana girecek diye korkuyoruz demişler.
Sadece O mu? Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Başkanı Putin ile görüşmeye giderken uçakta gazetecilere Çok önemli başlıklarla Moskovaya gidiyoruz. Domatesin tekrar Rusyaya ihracatının önündeki engelleri kaldıracağım demişti. Peki Ruslar domatesin önündeki engellerin kaldırılması karşılığında Türkiyeden ne istediler? Tahmin edin bakalım? Evet evet, aynen sizin düşündüğünüz gibi. Deniz Arslan tekrar yazarsa! demişler.
Geçen hafta seçilen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kendisini tebrik için arayan Cumhurbaşkanı Erdoğana Lütfen Deniz Beyin tekrar yazmasını sağlayın, rica ediyorum demiş. İddialara göre çevresine İLKSES olmazsa gerekirse Le Monde Gazetesini Deniz Arslana açacağım demiş.
Merkel- ki kendisi ile çok yakinen görüşürüz. Hatta bazen kimseye çaktırmadan benim Mordoğan- Karaburun arasındaki bahçeye tatile gelir- Deniz Arslan yazmaya tekrar başlamazsa Türkiyenin Avrupa Birliğine girmesi zor demiş.
Berlusconi, Deniz Arslan bir daha yazıncaya kadar Como Gölü kenarındaki villamda mankenlerle parti yapmayacağım demiş.
Sadece Avrupalılar mı? Suudi Kralı Abdullah bin Suud Bin Faysal bin Ali bin . Deniz Arslan yazıncaya kadar umre için verdiğim kontenjanları arttırmayacağım demiş.
Bütün bunları bir araya getirdiğimde tabii ki Ülkem için canım feda diyorum. Madem bu kadar sevenimiz, arayanımız var, doçentlik sınavını çalışırken arada yazarız ne olacak ki.
Hem gerekirse doçentlik Jürisine bir iki telefon ettirir, Bu çocuk ülke için lazım, soruları bilmezse de onu geçirin dedirtiriz.
Ama umarım son kelimeyi farklı algılamazlar.