Sayfa Yükleniyor...
Kadın: Artık bıktım bu arabadan.
Erkek. Ne var, ne oldu?
Kadın: Ne olmadı ki? Yine çalışmadı. İşyerimin karsısındaki tamircilerle akraba oldum. Gelen çocuk bile Abla sen bu arabayı değiştir bence dedi.
Erkek: Değiştirelim de nasıl olacak o iş? Daha evin taksitleri bitmedi. Hem daha 10 yaşında bile değil. Ben bir baktırayım.
Kadın: O 10 yaşında değil ama beni dertten yaşlandırdı.
Erkek: Abartma hayatım. Bir tamirci arkadaşım var. Hafta sonu ona götüreyim.
Kadın: Hayatım; ben artık o arabaya binmek istemiyorum. Kaç defadır çalışmıyor. Valla artık işyerindeki insanlara rezil oluyorum.
Erkek: Tamam hayatım. 2017de ev taksitimiz bittiğinde sana yeni araba alırız.
Kadın: Alalım, taksitlerini ben öderim.
Erkek: Sen, ben diye bir şey mi var? O taksit evimizin taksitleri.
Kadın: Tabi ki evimiz. Ama sen zaten o taksitleri rahat rahat ödüyorsun. Ben de bunun taksitlerini öderim. Ha hayatım?
Erkek: Canım, şu dönemde bu kadar risk altına girmesek. Hani kriz mriz diyorlar. Bir yıl kaldı ev taksitlerinin bitmesine, azıcık dişini sıksan.
Kadın: Azıcık dişimizi sıkmaktan artık çenem yoruldu. Ne desem karşımıza bu taksitleri çıkartıyorsun. Ömrümüz geçti taksitler bitmedi. Herkes geziyor, yiyor, içiyor, biz taksit de taksit. Benim işyerinden Esra tatil için tüketici kredisi çekti. Misler gibi gezdi. Biz tasarruf tedbirleri uyguluyoruz.
Erkek: Evet zaten Banka Esraın babasının bankası. Tüketici kredisini de hayrına verdiler. Başkası ödeyecek.
Kadın: Onlar ödeyecek ama en azından adam gibi bir tatil yaptılar. Birde gittiği her yerden dakika başı fotoğraf koyup iyice çatlattı bizi.
Erkek: Başkasının parası ile gidilen tatilden ne keyif alıyorlarsa. Ayranı yok içmeye tahtıravelli ile gider ..ıçmaya derler.
Kadın: Sadece o mu? Gülcan ve kocası? Kocişkomun evlilik yıldönümü sürprizi diye tek taşı paylaştı.
Erkek: Ya Allah aşkına onların ne kavgalar yaptığını, nasıl birbirlerini yediklerini sen bilmiyor musun? Hem o kocişkosunun ne cevizler kırdığını ben biliyorum.
Kadın: Adama iftira atma. Sen yapmıyorsun diye yapanlara hemen de bir kulp takıyorsun. Bizim evlilik yıldönümünde beni Kebapçı Rüsteme götürdün ya!
Erkek: Haydaaa. Ne var ki Kebapçı Rüstemde? Hem en azından unutmadım değil mi?
Kadın: Evet Allah razı olsun senden. En azından unutmadın.
Erkek: Madem yeri geldi bende bir şeyi çok merak ediyorum. Bu evlilik yıldönümü denen mühim günü neden sadece biz erkekler hatırlamak zorundayız acaba? Neden sen bir gün benim işyerime 10. yılımız kutlu olsun hayatım diye bir gül göndermiyorsun? Neden sen beni sürpriz bir yemeğe götürmüyorsun da sadece ben bunu yapmak zorunda kalıyorum acaba?
Kadın: Bakıyorum bu konuda çok dolusun.
Erkek: Evet doluyum anasını satayım. Ben hala 73 model Tosbağa kullanıyorken ve hemen her gün araba beni değil ben arabayı götürüp getiriyorken ses çıkarmıyorum da, sen neden araba bir iki kere arıza çıkardı diye bu kadar arıza çıkartıyorsun? Hem arabanın lambalarını açık bırakırsan tabii ki akü biter ve araba çalışmaz.
Kadın: Yeni bir araba olsaydı lambaları açık bıraktığımda alarm verirdi.
Erkek: Sende kendine zengin bir koca bulsaydın da sana yeni bir araba alsaydı. Benim imkanım bu kadar!
Kadın: Ben öderim canım arabamın taksitlerini. Ne senin parana ne de zengin bir kocaya ihtiyacım yok!