Sayfa Yükleniyor...
Sayın Okuyucu;
Siz bu yazıyı okuduğunuzda ben çoook uzaklarda olacağım yine. Yine diyorum çünkü geçen yıl tamda bu zamanlarda böyle uzak bir yere, Tayland'a gittiğimde bu cümleyi okumuştunuz. "Hayat sana güzel" "Seni hiç çalışırken görmedim zaten" "yine mi tatil?" diyenler olacaktır. Evet. Yine tatile gidiyorum. Bu sefer Tayland kadar uzak bir yer olmasa da uzak sayılabilecek bir yere gidiyorum. Hayır! Gittiğim yeri söylemeyeceğim. Çünkü o ülkenin adını duyar duymaz erkeklerde muzip bir gülümseme ile beraber "Vay abim benim; demek .......'ya gidiyorsun ha, yakışır. Cennete gidiyorsun cennete" kelimeleri ağızdan dökülüyor. Herkes bu anlama yakın kelimeleri, bazen sırasını değiştirerek söylüyor ama anlam aynı. Kadınlar ise "Sen de diğer erkekler gibisin. Aklınız fikriniz oraya çalışıyor" diye ekşimiş bir yüzle bakıyorlar. Hatta biri "Deniz ben seni duygusal, romantik ve diğer erkeklerden çok farklı kafa yapısına sahip biri zannetmiştim. Doğrusu çok büyük hayal kırıklığı oldu" demişti.
......'daki arkadaşlarım beni birkaç kere davet etmişlerdi. Biri onların Türkiye'de çektiği bir belgeselin galası, diğeri de yine Türkiye'de çektikleri fotoğraflardan oluşan bir sergiydi. Ancak o dönemde rahmetli kız arkadaşıma" .... 'da arkadaşlarım var, beni davet edip duruyorlar, onları ziyarete gidebilirim bir ara" dediğimde "Sen beni gerizekalı mı sanıyorsun! Oraya seni asla tek göndermem, gidersen de aramızda her şey biter" demişti. Aramızda bir şey kalmadığına göre artık ...'daki arkadaşlarımın oranın geleneklerine göre yapacakları düğüne gönül rahatlığı ile gidebilirim.
Yurt dışına çıkmak öyle kolay değil eskisi gibi. En az bir ay önceden bir sürü izin almak zorundasınız. Çalıştığım kuruma izin için başvurduğumda idareci 'vayy hocam demek ...'ya ha! Sen var ya sen! Ne şanslısın!" dedi muzipçe gülerek. "Abi siz de gelin madem" dedim. "Abi ben evliyim ne yazık ki" diye iç geçirdi.
Kendi kurumumdan bir üst kuruma iznimin izni için başvurduğumda oradaki yeşil gözlü güzel kız dilekçemde yazdığım " senelik iznimin 10 gününü ...'da geçireceğimden " cümlesini okuduğunda gülmemek için dudaklarını ısırdı. Amirimin amiri " iyi eğlenceler doktor bey" diye göz kırptı. " Efendim oradan size ne getireyim?" diye sordum. " İçimden geçen şeyi getirirsen yengeni boşamam lazım" dedi.
Sonra iznimin izninin izni için gittiğim daha üstteki kurum Valla evraklarınız incelememiz birkaç gün sürer" diye söyleyince " oraya düğüne gideceğim. Rica ediyorum bana yardımcı olun" diye yalvarmalı birkaç cümle sarf ettim. Oradaki görevli, "Hocam sen ...' ya gidecen de ben senin evrakları yetiştirmem mi? Bizzat ben elden takip edeceğim" diye göz kırptı. Akabinde "Kaç erkeğe oraya gitmek nasip olur değil mi?" deyip mendille ağzının kenarından akan suları sildi.
Hasılı ben gideceğim yerin adını vermeyeceğim.
Boşuna ısrarcı olmayın! Hem aklınızdaki imajım bozulmasın hem de erkek okurlarımı kıskandırıp, kadın okurlarımı kızdırmak istemem. Oradan yazı falan da yazmayacağım. Çünkü biliyorum ki yazacaklarım gazetemiz yayın kuruluna hakim kadınlar tarafından makaslana makaslana parça pinçik edileceğinden geriye bir yazı kalmayacaktır.
Ben keyfime bakayım, siz de biraz başka yazarlar okuyun. Ha "yav seni özleriz en azından bir şeyler karala diyorsanız-ki bu pek kuvvetli bir ihtimal değil- ve ben de gezmekten, tozmaktan boş vakit bulursam, yazarım.
Bulamazsam bana kızmayın. Dünya malı dünyada kalır. Yaptığınız şey de yanınıza kar kalır. Sağlığınız yerinde, imkanlarınız da varken yiyin, için ve gezin.
İnanın bana bırakacağınız miras için kimse size çok da rahmet okumayacaktır.
Tekrar görüşünceye dek, sağlıcakla kalın.