Sayfa Yükleniyor...
DENİZ ARSLAN
Zamanla Geçer
denars35@gmail.com
Yaklaşık iki saattir yoldaydım. Güneş batmış, hava kararmak üzereydi. Acıkmış ve susamıştım. Acele ile yola çıktığımdan tuvalete de gitmemiştim. Kasık bölgemde araba her sallandığında bir ağrı da hissediyordum. Çam ağaçları ile dolu dağ yolundan tarlaların olduğu vadiye iniyordum. Tarlalar varsa burada bir köyde olmalı diye düşündüm. Köylünün yol kenarında yemek ve içmek için bir şeyler yapmış olması için dua ettim.
Dualarım kabul olmuştu. Yol kenarında bir kahve, birkaç ev ve küçük bir lokanta vardı. Tabelası el ile yazılmış lokantada çorba, yemek ve köy kahvaltısı olduğu yazıyordu. Arabayı park ettim ve acele ile dışarı çıktım. Tuvalet? dedim. Kapının girişindeki masada sigarasını tüttüren yaşlı amca yüzüme bile bakmadan arka tarafı işaret etti. Çevresi birkaç teneke ile kapatılmış, uzun süredir yıkanmadığı için keskin amonyak kokan alaturka tuvalette, sağa sola dokunmadan oturdum. Neyse ki bir köşeye sıvı sabun koymuşlardı. Elimi yıkayıp lokantaya geldim.
Hoş geldiyiz beyim dedi kirli sakallı 25 yaşlarındaki genç. Ne ikram edem dedi.
Buranın nesi meşhursa artık dedim.
İçeri de bir masada üç dört genç akşam gidecekleri düğünden bahsediyorlardı. Bir süre sonra onlar kalktılar ve içeride sadece ben ve lokantadaki genç kalmıştık.
Karnım aç ama iştahım da yoktu. Başka bir gün olsa önüme konulan tandır kebabını tabağımdaki yağları ekmekle sıyırıncaya kadar yiyebilirdim. Ama bu gün o gün değildi.
Yemeği sevmedin galba dedi genç.
Sevdim ama çok aç değilim dedim.
O zaman sana odun ateşinde bişirdiğim güzel bir çay ikram ediverem dedi genç adam.
O çayımı getirdiğinde bende sigaramı çıkarmıştım. İçeride sigara içebiliyor muyuz? diye sordum. Bir an dışarı baktı Aslında içerde içirmiyoz emme gimse yok. İçive sen dedi.
Ona da ikram ettim. Bu ne? diye üstünde garip garip şekil ve işaretler olan paketi gösterdi. Sigara. Taylanddan almıştım dedim.
Merak etti. Bir tane aldı. Yaktı. Bir nefes çekti. İçimi güzelmiş. Sen sigaradan anlıyon dedi.
Aslında ben içmem. Çok zararlı. Sadece canım çok sıkkın olduğunda içerim dedim.
O zaman bugün canın çok sıkkın hemi? dedi. Evet dedim. Anlat bakem dedi. Ne kadar da çabuk samimi olmuştuk. En çok yarım saat önce içeri girmiştim ve şimdi karşılıklı dertleşiyorduk. Anlatmaya başladım. O biten çaylarımızı tazelerken ben derdimi kısaca anlatmıştım. Masaya tekrar oturduğunda, Her işte bir hayır vardır be ya. Sıkma canını. Bunu bir tek sen yaşamadın ki dedi. Paketten bir sigara daha aldı. Yakarken Ben burada bir kızla 4 yıl gonuştum. Ama anasını ikna edemedik. Bir sürü şart, şurt goştula. Ben de Yapmaycem diye inat ettim. Onu başkasına verdiler. Yan köyden. Ben nasıl oldum biliyon mu? İçtim, içtim, içtim. Her gece evinin önüne gideyom. İçince kafa gidik tabi ne yaptığımızı bilmiyoz. Sonra askere gittim. Bilerekten gönüllü olarak gomando oldum. Herkes gaçarken ben Yüğsekovıya gittim. Belki bir catışmıda vurulurum deyi. Bir garakol var hani hep saldırıya uğrar. Tam oraya gittim. Ama Allah ne yazdıysa o oluyo, b işi olmıdan döndüm. O da evlenmiş. Ama Mutlu değilim diye beni mesaj atıveriyo. Bir tarafım al onu diyor diğer tarafım Herkeş gendi seçtiğini yaşasın diyor. Gızgınım ona tabii. Anasını dinledi, beni dinlemedi. Sonra ben bizim gomşu gızı ile gonuşmıya başladım. İki yıl onla gonuştuk, anaştık. Bir yıl önce de evlendik. Şimdi sekiz aylık hamle ve onu çok seviyom. Bazen eski kızı görüyom. Üzülüyom. Ama bu muydu bu kadar uğruna ağladığım gız diyom. O kader. Gecer zamanle dedi.
Uzun uzun konuştuk.
Zamanla geçer, bak bana mutluyum, Allah ne yazdıysa o oluyor diyordu. İçim ferahlamıştı birden.
Yol üstünde bir köy lokantasında hem karnımı doyurmuştum hem de bir psikolog bulmuştum.
Bir daha ki sefere görüşmek üzere vedalaştık.
Zamanla geçer dedim arabamı sürerken zamanla