2

15 Temmuz İhanetinden Sonra Cemaatlerin ve Dindarların Sorumluluğu


  • Oluşturulma Tarihi : 15.07.2019 06:57
  • Güncelleme Tarihi :

15 Temmuz FETÖ kalkışması ya da darbe girişimi, ülkemize yönelik yapılan en kötü ve en büyük hainlik girişimi olarak tarihteki yerini almıştır.
15 Temmuz gecesi, tarihe kara bir leke, bu ülke için ise 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan… gibi utanç gecesi oldu. Ancak 15 Temmuz kalkışması ya da darbe girişimi geçmişteki bu utanç gecelerinden ya da darbelerinden çok farklı anılacaktır.
Zira darbeci hainler, ilk defa milletin tanklarını milletin üzerine sürdü, milletin silahlarını millete çevirdi, milletin uçakları ile milletin meclisini bombaladı, kısaca milletin emanet ettiği silahlarla milletin kendisini katlettiler. Kendilerine emanet edilen vatanı bölmek istediler.
Kara ve utanç gecesinde milletimiz kurtuluş savaşı verdi ve resmen Türkiye işgalden kurtarıldı. Dahası ülke ve ümmet karanlık bir gece ve gelecekten çıkarıldı. Ancak bu hain kalkışma, başarısız olmasına rağmen şüphesiz ülkemize ve milletimize büyük bir zarar vermiştir.
Tarihimizin en karanlık günlerinden birine şahit olduğumuz ve ülkemizin birliğine ve dirliğine yönelik yapılan bu hain kalkışma vicdanlarımızda hiç unutmayacağımız maddi ve manevi ağır yaralar açmıştır.
Bu ihanet vicdanlarda maddi ve manevi yaralar açtığı gibi aynı zamanda şüphesiz ülkeye, millete, herkese ve herkesime de zarar vermiştir. FETÖ ihaneti ile İslam’a ve Müslümanlara da büyük darbe vurulmuş oldu. Öyle ki FETÖ’nün ihaneti yüzünden insanlar cemaat kelimesinden korkar hale geldi, dahası toplum, cemaat kelimesine alerji duyarak nefret edecek hale geldi. Bu ihanet içeride din karşıtlarına dışarıda İslamofobiye malzeme oluşturdu.
Bu zararı ve ihanetin zihinlerde bıraktığı tahribatı onarmak yıllar alacaktır.
Siyaset, eğitim, hukuk, ekonomi başta olmak üzere şimdi bütün kurumlar verilen zararın hasar tespitini ve onarımını yapmaktadır.
Bu ihanetten olumsuz etkilenen dindarlar ve dini guruplar da zarar tespiti yapmak zorundadır. Zira bu ihanet, cemaat bilinen insanlar tarafından yapıldığı için mütedeyyin insanlara ve manevi hizmet yürüten cemaatlere de ciddi anlamda zarar vermiştir. Çünkü FETÖ ihanetine kadar toplumda “alnı secdeye varan insandan zarar gelmez” algısı vardı. Ancak maalesef bu ihanet şebekesi ile birlikte dindarlara olan güven ciddi anlamda zedelendi.
İhanet ile birlikte insanların dindarlara ve dini guruplara olan bakışı değişti. Artık çoğu kişi lekesiz insan kavramına inanmıyor. Bu sebeple FETÖ ihaneti ile ülkenin bütün kişi ve kurumlarına zarar vermiş olmakla birlikte FETÖ asıl darbeyi dine, dindarlara, samimiyete ve güvene yapmıştır.
Bu anlamda dindarlar ve dini cemaatler kaybettikleri güveni geri kazanabilmek için çok çalışmaları, kılı kırk yararcasına söz ve fiillerine dikkat etmeleri lazım. Dahası asıl işleri olan irşat ve tebliğe yönelmeli, bunun dışındaki işlerden de ellerini çekmeleri gerekir. Bunun da ötesinde içlerinden yanlış yapanların çıkabileceğini ama hepsinin de bir ve aynı olmadığını göstermeleri ve ispat etmeleri gerekir. En çok eleştirildikleri hususlardan birisi olan kapalı kutu eleştirisini kırma adına şeffaflaşmaya önem vermeleri gerekir.
Bu bağlamda mütedeyyin insanlar ve dini guruplar aldıkları bu darbeyi tedavi etme ve iyileşme adına söz, fiil ve hizmetlerine dikkat etmeleri, Kur’an ve Sünnete uygun yaşam ve faaliyet yürütmeleri gerekir. Bunun da ötesinde artık hata yapma lükslerinin kalmadığını bilmeleri gerekir. Bunun için “en etkili nasihat örnek olmaktır” kabilinden her alanda insanlara örnek olmaları gerekir.
Mütedeyyin insanlar, dini STK ve guruplar 15 Temmuz ihanetini bu pencereden  tahlil etmeden hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleri manevi bir intihar olur. Zira hiçbir şey 15 Temmuz öncesi gibi değil.
Hz. Mevlana’nın ifadesi ile: “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım”
Verilen zararın telafi edilmesi ve hatalardan ders alınması duası ve temennisi ile…

15 Temmuz İhanetinden Sonra Cemaatlerin ve Dindarların Sorumluluğu
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık