Sayfa Yükleniyor...
Evvâb, tövbe eden anlamına gelir. Evvabin namazı da tövbe eden ve Allaha sığınanların namazı demektir. Hz. Peygamber hadis-i şeriflerinde: Her kim akşam namazından sonra altı rekat namaz kılarsa denizin köpükleri kadar da olsa Allah Teâlâ onun günahlarını affeder buyurmuştur.
Oruç, namaz gibi dinin farz kıldığı ibadetleri yerinde ve zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günahtır. Fakat bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir.
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, karşılaşılan müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere sadaka vermek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Allahın verdiği nimetlere şükretmek için sevinçli ve neşeli görünmek menduptur.
O, amel bakımından hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. (Mülk Suresi, 2)
Dini hayatımızda çok önemli bir yeri olan, orucuyla, namazlarıyla, zekat ve sadakasıyla ibadet ve rahmet ayı Ramazan-ı Şerifi geride bırakmak üzereyiz.
Ramazan-ı Şerife girip de bu ay çıkmadan kendini Allaha bağışlatamayan kimsenin burnu yere sürtülsün. (Tirmizi, Daavat, 101)
Kadir Gecesi, gecelerin en feyizlisidir. Çünkü bu gecede yapılan ibadet, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayda yapılan nafile ibadetten daha hayırlıdır. Nitekim aynı adı taşıyan sure-i celilede şöyle buyrulmaktadır. Doğrusu biz Kuranı Kadir Gecesinde indirmişizdir. Kadir Gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. Gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et.
Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allahtandır, sonra size bir zarar dokunduğunda (yine) ancak Ona yalvarmaktasınız. (Nahl Suresi, 53)
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.(Bakara Suresi, 153)
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)
Dini bir kavram olarak itikaf, bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir.
Allah, insanoğluna sayısız nimetler vermiştir. Kuranın ifadesi ile saymaya kalksak Allah, sayamayacağımız kadar nimetleri bizim için bahşetmiştir. Bu nimetlerin başında da sağlık nimeti gelmektedir.Kanuni Sultan Süleyman bunu şöyle ifade eder: Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Mükemmel bir plana göre yaratılan bu kainatta gayesiz ve görevsiz yaratılmış hiçbir varlık yoktur. Eşref-i mahlûkat olan insanın yaratılışı da şüphesiz gayesiz değildir.
Allah-u Teala, bize armağan ettiği bu dünyanın üzerinde ve derinliklerinde her kese yetecek kadar nimetler ihsan etmiştir. Her ferdin ve canlının, nimetlerle donatılmış bu sofradan nasibini almaya ve aramaya hakkı vardır.
İslâm dinî, insana büyük değer vermiş ona mal, can, namus gibi vazgeçilmez haklar tanımış ve bu hakları da dokunulmaz kabul etmiştir.
Boş, gereksiz söz, arkadan söyleme, çekiştirme. Gıybet diye bilinen kötü huyun Türkçedeki karşılığıdır. Bir insanın bazı kusurlarını ele alarak kötülemektir. Bir adamın arkasından işittiği zaman hoşlanmayacağı şeyleri söylemektir. Bu haram bir davranış olup ahlâk dışı bir harekettir.
Allahın, bu âlemde bize bahşettiği en büyük nimet şüphesiz ki imandır. Zira iman, insanı hem fani hem de baki dünyada yani ahirette mutluluğa kavuşturacak olan yegâne zenginliktir.
İslam dini, fertlerin mutluluğu için bir takım prensipler getirdiği gibi, toplumun huzur ve saadetini temin için de uyulması gereken birçok hükümler koymuştur.
İnsanoğlunun yeryüzüne gönderilişinin amacı ve ilk görevi Allaha iman ve ibadet etmektir. Nitekim Allahu Teala Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.
İnsan, Kuranın ifadesi ile en şerefli varlık ve yegane akıl sahibi mahluktur. İnsan aynı zamanda Allahın yeryüzündeki halifesi konumundadır.
İslam dini yardımlaşmaya ve dayanışmaya çok önem vermiş bir dindir. Bunun da en güzel örneklerinden biri sadakadır. Riyakarlıktan ve gösterişten uzak rıza-i ilahi için verilen, sağ elinin verdiğini sol eli görmeyecek vecihte verilen sadaka, veren kimseyi ahiret gününde hiçbir gölgenin olmadığı günde arşın gölgesinde hesap sahasına gitmesine vesile olur.
Kuran-ı Kerim, Allah kelamı olduğu için kelamın en yücesi ve en güzelidir. Dünya ve ahirette mutluluğa götüren yol, hiç şüphe yok ki Kuran-ı Kerimin gösterdiği yoldur. Bu kutsal yolun pusulası da şüphesiz onu öğrenmekle olur.