Adak etinden kimler yiyemez?


  • Oluşturulma Tarihi : 17.06.2021 07:47
  • Güncelleme Tarihi :

Adak yapan kimse, adadığı hayvanın etinden yiyemez. Etin tamamını dağıtması gerekir. Şayet bir miktar yemiş olursa, yediği etin kıymetini fakirlere para olarak vermesi gerekir 

Adak yapan, adadığı hayvanın etini, fakir olsalar bile, usul ve füruna ve geçimi üzerine bağlanmış bulunanlara yediremez. Usul, ana ve baba tarafından yükselen soya denir. Füru, evlatlardan aşağı inen soylara denir.

Bilerek besmelesiz kesilen hayvanın etini yemek caiz mi?

Eti yenen kara hayvanlarının etlerinin helal olması için, usûlüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Usûlüne uygun kesim, Hanefilere göre besmele çekilerek, hayvanın nefes ve yemek boruları ile şah damarının veya iki şah damarından birinin kesilmesi şeklinde yapılır.     

Besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde kesilen hayvanın eti Hanefilere göre haram olur. Ama unutarak terk edilirse helâldir.

Şâfiîler besmelenin kasten terk edilmesi halinde de etin yenilebileceği görüşündedirler.

Sığır, manda, koyun ve keçi cinsinden hayvanlar yatırılıp çenelerinin hemen altından boğazlanmak suretiyle (zebh), deve ise göğsünün hemen üzerinden kesilir (nahr) ve hayvanın kanının iyice akması için bir süre beklenilir.

Kesimden önce bıçak ve benzeri kesici âletlerin hayvanın gözünden uzak bir yerde bilenmeleri sünnettir. Hayvanlardan biri, diğerinin gözü önünde kesilmemelidir.

Bir imkan elde etmek için imanı inkar etmek imana zarar verir mi?

Küfrü yani dinden çıkmayı gerektiren ifadelerin telaffuzu halinde dinden çıkılmış olur. Bu şekilde dinden çıkan kişinin, dini hükümlere göre, eşiyle aralarındaki nikah bağı da kopar. Ancak tehdit ile küfrü gerektiren sözleri söylemek zorunda kalan kişiler, bu hükmün dışındadırlar. Nitekim Kur'an-ı Kerim Nahl süresi 106. ayetinde: “İmandan sonra Allah'a karşı küfre saparak, -kalbi imanla mutmain olduğu halde zorlananlar hariç-, küfre sinesini açan kimseler üstüne muhakkak ki, Allah'tan bir gazap iner ve kendilerine büyük bir azap vardır” buyrulmuştur.

Ayetten anlaşılan, küfrü gerektiren sözlerin isteyerek bilinçle söylenmesi halinde dinden çıkılacağı, ancak, kalbi imanla dolu olduğu halde zor ve baskı sonucu bu tür sözleri söyleyenin dinden çıkmayacağıdır.

Zorlama, fıkıh dilinde: Bir kimseyi tehdit ve korkutma ile rızası olmaksızın bir sözü söylemeye veya bir işi işlemeye mecbur bırakmaktır. Tabi zorlayanın, o işi yaptırmaya muktedir olması da şart koşulmuştur.

Örneğin Avrupa'da işçi ya da mülteci olabilmek maksadıyla, Müslüman olmadığını söylemek zorlama ile ilgili hükümler mevcut olmadığından bu sözlerin söylenmesi caiz değildir. Zira kişi kendi iradesi ve seçeneğiyle bu sözleri söylediğinden imanı hafife atmış ve böylece imanına zarar vermiş olur.

Günün Ayeti

İyi bilin ki Allah, hem cezası çok şiddetli olandır, hem de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

Maide, 5/98.

Günün Hadisi

“Hediyeleşin ki birbirinize sevginiz artsın ve aranızdaki düşmanlık yok olup gitsin.”

Muvatta, “Hüsnü'l-Huluk”, 4.

Günün Sözü

“Akıldan büyük hazine, cehaletten daha ileri fakirlik, danışmaktan daha kuvvetli destek yoktur.” 

Halife Mansur

Günün Duası

Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allah'ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.

Bunları biliyor muyuz?

Faite Nedir?

Gaflet, uyku, unutmak, hastalık, düşman korkusu gibi bir özürle kaçırılan farz veya vacip namaz.

Günün Nüktesi

Adamın Önemi... 

Halife Hz. Ömer bir mecliste hazır bulunanlara sordu: 

- Eğer dileğiniz hemen kabul ediliverecek olsa ne dilerdiniz? 

Birisi, “Benim falan vadi dolusu altınım olsun isterim. Onu harcayarak İslâm'a daha çok hizmet edeyim diye” dedi. 

Bir başkası, “Şu kadar sürüm (davar, koyun, keçi), mal ve mülküm olsun isterdim. Gerektikçe onları sarf ederek dine yararlı olayım diye” dedi. 

Herkes buna benzer şeyler söyledi. Hz. Ömer hiçbirini beğenmedi. Bu defa meclistekiler, Hz. Ömer'e sordu: 

- Ya Ömer peki sen ne dilerdin? 

Cevap verdi: 

- Ben de Muaz, Salim, Ebû Ubuyde gibi Müslümanlar yetişsin isterdim. İslâm'a onlar vasıtasıyla hizmet edeyim diye.

Adak etinden kimler yiyemez?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık