Sayfa Yükleniyor...
Kişinin sevdikleri ve ailesi ile birlikte gömülmek için mezar yeri satın almasında dinen bir sakınca yoktur. Hele büyükşehirlerde bazen mezar yeri bulunmadığını düşünürsek mezar yeri almada hiçbir sakınca yoktur. Çünkü ailece bir arada gömülmek arzusu ile mezar satın alınıyor.
Dinimiz açısından bunun bir sakıncası yoktur. Ancak kişi nerede nasıl öleceğini bilinmediği için kedisine veya akrabalarına mezar satın almak yerine, kendini mezara hazırlaması daha uygundur.
Hiç namaz kılmayan ve oruç tutmayanın cenaze namazı kılınır mı?
Namaz ve orucun farz olduğunu inkara kalkışmamış ve bunları alaya almamış bir kimsenin cenaze namazı kılınır çünkü bu kişi İslam akaidi üzerine ölmüştür. Ama bu ibadetleri ifa etmediği için büyük günah işlemiş bir Müslüman olur.
Tabi büyük günahı işlemek küfre sebep olmadığından kişinin cenaze namazı kılınır.
Bazı durumlarda başka bir mezhebi taklit etmek caiz mi?
Hanefi, Şafii, Maliki... farkı olmaksızın bütün ehli sünnet mezhepleri haktır ve kendilerine uyulabilir. Mezheplerin varlığı biz Müslümanlar için bir rahmet ve çıkış yoludur. Hangisine uyarsak uyalım doğru yolu bulmuş oluruz.
Bu mezheplerin oluşmasında ve mezhebe bağlanmada daha çok mezhep kurucularının yaşadığı bölgenin etkisi söz konusudur. Ebu Hanife’nin Orta Asya ve Anadolu topraklarında yaşaması imam Şafii’nin Mısır’da, Irak’ta- Suriye’de yaşaması... Neticesinde mezhepleri bu bölgelerde yayılmış insanlar da bu mezheplere rağbet göstermiştir.
Fakat bu mezheplerden birine tabi olurken diğerlerini kabul etmemek doğru değildir. Çünkü bütün ehl-i sünnet mezheplerinin çıkış noktası Kur’an ve sünnettir. Dolayısıyla Şafii’ye tabi olmakla beraber bazen şartlara, mazerete binaen faraza Hanefi mezhebini taklit edebiliriz.
Mesela: Şafii mezhebinde bir bayanın tenine dokunmak abdesti bozar, ama aynı durum Hanefi mezhebinde bozmaz. Doktor olan bir kimse her zaman muayene ediyorsa abdestinin bozulmaması mümkün değil, her zaman da abdest almak kolay değil, hele kışın ağır şartlarında hiç kolay değil. Binaanleyh böyle bir mazereti olan kimse Hanefi mezhebini taklit ederek abdestini bozmayabilir. Yani namazını kılabilir. Nitekim dinimiz kolaylık dinidir.
Sevgili Peygamberimiz “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız” (Buhârî, “İlm”, 12.) buyurmaktadır.
Cem’l’- Kur’an ne demektir?
Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber ‘e inen âyetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Âyetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti.
Hz Peygamber’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında birçok hâfızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebû Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hâfız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti.
Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit’in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.
Günün Ayeti
Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın.
Fatır, 35/5
Günün Hadis
Dilencilik kapısını kendisine açmayan kimseye, Allah fakirlik kapısını açmaz.”
Tirmizi, “Zühd”, 17.
Günün Sözü
Aşkın gözü kör, kulağı sağırdır; ne doğru yolu görür ne doğru sözü duyar.
Cenap Şahabettin
Günün Duası
Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım.”
Bunları biliyor muyuz?
Tecvid Nedir?
Kur’an-ı Kerim’i düzgün ve güzel okuma kurallarını öğreten bilim dalı demektir.
Günün Nüktesi
Eflatun’a iki soru sormuşlar:
Birincisi ; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir? “Eflatun tek tek sıralamış:
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler... Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yasarlar... Hiç ölmeyecek gibi yasarlar. Ancak hiç yasamamış gibi ölürler...
Sıra gelmiş ikinci soruya; “Peki sen ne öneriyorsun?”
Bilge yine sıralamış;
Kimseye kendinizi “sevdirmeye” kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi “sevilmeye” bırakmaktır...
Önemli olan; hayatta “en çok şeye sahip olmak” değil, “en az şeye ihtiyaç duymaktır”.