Ailesi olan çocuğu evlat edinmek caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 13.08.2014 07:08
  • Güncelleme Tarihi :
Ailesi olan çocuğu evlat edinmek caiz mi?

Hz. Peygamber yetimlerin himaye edilmesini, yetiştirilmesini, haklarının titizlikle korunmasını istemiş, bunu hakkıyla yapanların cennette, kendisiyle yan yana olacaklarını müjdelemiştir.

      Yoksullara yardım konusundaki ayetler ve hadisler ise saymakla bitmeyecek kadar çoktur.

Şu halde yoksul ailelerin çocuklarını ve himaye edecek yakınları olmayan yetimleri, hali vakti yerinde olanların yetimleri ve fakirleri himaye etmeleri, onların ihtiyaçlarını karşılamaları, yetişip iyi insan olmaları için gayret göstermeleri İslam'ın, Müslümanlardan istediği güzel işlerden, sevaplı amellerdendir. Bir kimse istiyorsa ihtiyacı olan çocuklara, kendisi hayatta iken mal bağışlaması da mümkün ve caizdir. Ama bağışlama başkadır, evlatlık edinip mirasçı kılmak başkadır.

        Anası babası belli olan bir çocuğu onlardan almak, kendi soyadlarını vermek, nüfus kütüklerine kaydettirmek ve mirasçılar yapmak manasındaki "evlat edinme" ise şu sebeplerle İslam'da yasaklanmıştır:

1- Ana-babanın, çocuklar üzerindeki haklarından biri de aile ocağını tüttürmesi, ailenin adını devam ettirmesi, o ailenin bir ferdi olarak ve bu şuur içinde hak ve ödevlerini yerine getirmesidir.

2-Aile fertlerinin (akrabanın) kimlerden oluştuğu ve mirasın bunlar arasında nasıl paylaşılacağı hususları Kur'an'da ve Sünnet'te belirlenmiş, "Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır, sakın bu sınırları aşmayın" buyrulmuştur. Evlatlık mirasçı olunca bu ilâhî düzen bozulmaktadır.

3- İslam'da aile fertleri arasında mahremlik, namahremlik ilişkisi vardır; bazı yakın akraba yanında örtünme, bir yerde beraber bulunma, seyahat etme... Hükümleri, daha uzak akrabaya göre farklıdır. Evlatlık edinilen ve eve alınan bir kız veya erkek çocuk büyüdükçe -himaye edilen bir yabancı değil de evlat olarak telakki edilirse- kadın erkek ilişkilerine ait emir ve yasaklar çiğnenecektir.

Küçük kardeşin büyük kardeşten önce evlenmesinde dinen bir sakınca var mı?

          Dinimizde evlilik sırası diye bir sıra söz konusu değildir. İslam dininde böyle bir sıra mecburiyeti yoktur. İslam dininde büyükler beklerken küçüklerin evlenmesi caiz olmaz yahut ta günah ve saygısızlık olur diye bir hüküm mevcut değildir. Bu, daha ziyade örf, adet meselesidir yani bir anlamda örfün din haline getirilmesidir. Onun için böyle bir sıraya uyulursa örfe uyulmuş olur. Uyulmazsa da örfe uyulmamış olur.

          Duruma dini açıdan bakacak olursak şöyle düşünmek de mümkündür. Denebilir ki: Allah küçüğün kısmetini önce göndermiş, büyüğünki ise ondan sonraya tehir etmiştir. Bu sebeple kısmeti çıkanın, evlenmesinde sakınca söz konusu olmaz. Dolayısıyla kısmeti çıkan evlenir, kısmeti yolda olan da kısmeti gelinceye kadar bekler. 

Kredi kartlarıyla yapılan alışveriş sonucunda elde edilen bonusları almak dinen caiz mi?

      Bu bir ticaret neticesinde elde edilen bir haktır ki iş yeri sahibi iş yerini ya da kurumunu ticaret anlamında cazip hale getirmek için verdiği bir promosyondur.

     Bu haksız kazanç olan faiz gibi algılanmamalıdır. Faiz paradan para kazanmaktır. Bonus ise yapılan bir alış veriş neticesinde kazanılan ya da verilen artı bir ikramdır.

Allah’a inanmayan kişinin kestiği hayvanın eti yenir mi?

        Allah'ı tanımayan, Allah’a inanmayan bir kimse ne Müslüman olur ne de ehli kitap olur. Bunlardan da olmadığı için İslam inancına göre kestiği hayvanın eti yenmez. Zira İslam’a göre ancak Müslüman’ın ve ehli kitap dediğimiz Yahudi ve Hıristiyan kimsenin kestiği hayvanın eti yenir.

Günün Ayeti

Yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin.

Günün Hadisi

"Âdemoğlu sabaha erdimi, bütün azaları, dile temenna edip: "Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!" derler."

Günün Sözü

İki kişiye üzülmek gerekir. Her gün vebal yüklenen kimse ile hiçbir hayır işlemeyen kimse

 Beydeba

Günün Duası

 Ya rabbi bugün beni ve ailemi bela ve musibet ile imtihan etme.

Bunları biliyor muyuz?

Kısas nedir?

       Yaralama, sakatlama ve öldürme suçlarında uygulanan ve genellikle misilleme esasına dayanan ceza demektir. Kur'an-ı Kerim'de "Ey inananlar! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hür ile hür, köle ile köle, kadın ile kadın. (...) Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Artık Allah'a karşı gelmekten sakınırsınız." (Bakara, 2/178-179)

Günün Nüktesi

Bir gencin tövbesi

 Allah’u Teâlâ, peygamberi Musa aleyhisselâma hitap edip

" (Ey Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefat etti. Git onun işini gör buyurdu.

Hazret-i Musa, emir olunduğu mahalleye gitti.

Oradakilere:

-Bu gece, burada, Allah’u Teâlânın dostlarından biri vefât etti mi? diye sorunca:

-Ey Allah’ın peygamberi! Allah’u Teâlânın dostlarından hiç kimse vefât etmedi. Ama filân evde zamanını kötülüklerle geçiren fasık bir genç öldü. Fıskının çokluğundan, hiç kimse onu defnetmeye yanaşmıyor, dediler.

Musa aleyhisselâm:

-Ben onu arıyorum, buyurdu. Gösterdiler.

Hazret-i Musa, o eve girdi. Rahmet meleklerini gördü. Ayakta durup, ellerinde rahmet tabakları olup, Allah’u Teâlânın rahmet ve lütfunu saçıyorlardı. Hazret-i Musa, yalvararak münacat etti:

-Ey Rabbim! sen buyurdun ki, o ''Benim dostumdur.'' İnsanlar ise fasık olduğuna şahitlik ediyorlar. Hikmeti nedir?

Allah’u Teâlâ:

(Ey Musa! İnsanların onun için fasık demeleri doğrudur. Ama günahından haberleri var, tövbesinden haberleri yok. Benim bu kulum, seher vakti, toprağa yuvarlandı ve tövbe etti. Bize sığındı. Ben ki, Allah'ım! Onun sözünü ve tövbesini kabul ettim. Ona rahmet ettim

Ailesi olan çocuğu evlat edinmek caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık