Sayfa Yükleniyor...
Bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine de dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı ibadetin makbuliyetine büyük bir engeldir.
Midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ibadeti veya hayırlı ameli kabul edilmez nitekim sevgili peygamberimiz, haram yiyen kişinin 40 gün ibadeti kabul olmaz buyurmaktadır.
İbadet ve hayırlı amel kabul edilmez derken yani bunlardan sevap elde edemez demektir. Ancak sevabı olmasa da yine de ibadetler bir farz ve sorumluluk olduğundan terk edilmemelidir. Zira içki içmek büyük günahtır. Bunun yanında ibadetler de terk edilirse kişi ibadetleri de yerine getirmediğinden ayrıca günahkar oluş olur.
Nişan bozulursa erkek tarafı bütün takıları alabilir mi?
Nişanın bozulması halinde nişanda takılan takılar iki tarafa da takı takılmışsa takılar ikiye bölünür yarısını erkek tarafı diğer yarısını da kız tarafı alır. Şayet herkes kendisine takılanı biliyorsa herkes kendisine takılanı alır. Yani kız tarafı nişanda kıza takılanı erkek tarafı da erkeğe takılanı alır.
Ancak taraflardan birisinin rızası yoksa bir tarafın (ister kız ister erkek tarafı olsun) takıların hepsini alması caiz değildir.
Maaşı olan bir bayan kendi parasından eşinden habersiz ailesine para yardımı yapması caiz midir?
İslamda mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslama göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allahu Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:
Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda bir çok hayırlar yaratacak olabilir. (Nisa 4/19)
Dolayısıyla erkeğin malı erkeğin, Kadının malı kadınındır. Mal kadının olunca kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur.
Kadın dileği şekilde dilediği yere harcar ne kocanın ne de bir başkasının karışma hakkı yoktur. Ama hüküm bu olmakla beraber karı koca olduklarından ve ortak bir hayatı paylaştıklarından dolayı birbirilerinin fikrini ve rızasını alarak harcama yapmaları daha doğrudur.
Günün Ayeti
Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır.
Nisa 28.
Günün Hadisi
Faiz mahvedici yedi günahtan biridir.
Günün Sözü
İnsanın bir şeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir.
Goethe
Günün Duası
Allahım hesabını veremeyeceğim hiç bir nimeti bugün bana nasip etme.
Bunları biliyor muyuz?
Hûri Nedir?
Allahın iman edenlere mükâfat olarak hizmet için yarattığı cennet kızları demek.
Günün Nüktesi
Hidayete Vesile Olmak
Sehl bin Sad şöyle anlatır: Hz. Peygamber, Hayber gününde: And olsun, ben şu bayrağı yarın bir kişiye vereceğim ki Allah onun eliyle Hayberi fethedecektir. O, Allah ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever. diye buyurdu.
Halk, o gece sabaha kadar, bayrağın kime verileceğini, o kişinin kim olacağını müzakere edip durdular. Sabahleyin halk, Resulullahın yanına geldi. Herkes bayrağın kendisine ve-rileceğini ümit ediyordu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
Ebu Talibin oğlu Ali nerede? Dedi. Sahabe:
Ey Allahın Resulü! Onun gözleri ağrıyor. Onun için buraya gelemedi, deyince, Hz. Peygamber birisini göndererek onu çağırdı. Hz. Ali geldi ve Hz. Peygamber, Hz. Alinin mübarek gözlerine elini sürdü. Ona dua etti. Hiç hasta olmamış gibi şifaya kavuştu. Hz. Peygamber bayrağı ona verdi. Hz. Ali:
Ey Allahın Resulü! Onlar bizim gibi oluncaya kadar onlarla mücadele edeceğiz, savaşacağız, dedi. Hz. Peygamber de şöyle buyurdu:
Git! Onların sahasına girinceye kadar devam et. Sonra onları İslâma davet et. Onlara, İslâmda, Allahın haklarının neler olduğunu haber ver. Allaha yemin ederim ki eğer senin vasıtanla Allah bir kişiyi hidayete ulaştırırsa bu senin için dünya ve dünyanın içindekilerden daha hayırlıdır.