Besmele çekmeden yemek yemenin bir sakınca var mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 02.08.2014 06:54
  • Güncelleme Tarihi :
Besmele çekmeden yemek yemenin bir sakınca var mı?

Besmele ekmeğimizin bereketi ve her hayırlı işin başı olduğundan her başladığımız hayırlı işe besmele ile başlamalıyız. Yemek yemek, su içmek, ya da buna benzer bir takım nimetlerden istifade ederken de Müslüman besmele ile başlamalıdır. Zira besmele ile başlamadığımızda şeytan da o yemeğe ya da nimete ortak olmaktadır.

Besmele ile başlanan yemeğe ise şeytan yaklaşamamaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimizin hazır bulunduğu bir ortamda sahabenin birisi yemek yerken besmeleyi çekmeyi unuttu. Besmeleyi çekmeyi unuttuğunu hatırlayınca besmeleyi çekti. Rasulüllah Efendimiz de tebessüm ettiler. Sebebi sorulunca Efendimiz: “Besmelesiz yemeğe başlayınca, Şeytan da onunla yemek yiyordu. Besmeleyi okuyunca; şeytan yediklerini istifra etti” buyurdular.

Buna göre yemek yerken besmele ile başlamalıyız. Şayet yemeğe başlarken besmeleyi unutmuşsak hatırladığımız anda baştan sona kadar Allah’ın adı ile başlıyorum demeliyiz.

 Çocuğun doğumundan sonra kaçıncı güne kadar isim koyulmalıdır?

Doğan çocuğa isim koyma ile ilgili rivayetlere baktığımızda bazı rivayetlerde doğumun üçüncü, bazılarında ise yedinci gününde isim koyulması gerektiğini müşahede etmekteyiz.      

Bununla beraber Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim için, “Bu gece bir oğlum doğdu, ona dedem İbrahim’in adını verdim” (Müslim, Fedâil, 62 (2315) hadisinden hareketle doğumun birinci gününde ismini koymak daha doğru ve sahih olandır.

Buna göre sünnete uygunluk açısından bebeklere mümkün mertebe birinci gün isim konulmalı; fakat bunu yedinci günden sonraya da bırakmamak gerekir.

 Namazda verdiğimiz selamın ne anlamı var?

Namazı bitirmek için verdiğimiz selam namazın bittiğine bir işaret olduğu gibi aynı zamanda, namazı bitirirken sağımızda bulunan meleklere, cemaate, herkese ve solumuzda bulunan tüm varlıklara selam verilerek onlara esenlik dilemektir.

Yani namaza Allah'a hamd ile başlar, herkese esenlik dileyerek namazdan çıkarız.

Namaz kıldıktan sonra seccadeyi kapatmanın fıkıhta yeri var mıdır?

Peygamber Efendimiz: “Yeryüzü bana mescit kılındı.” buyurmaktadır. Temiz olan her yerde kişi ibadetini yapabilir.

Asr-ı saadette seccade olarak özel bir şey yoktu. İlerleyen zaman içinde ibadet yapılan yerlerin temizliğinin sağlanması için Müslümanlar tedbirler almışlardır. Camilerdeki halılar, evlerdeki ve işyerlerindeki seccadeler bunun bir örneğidir.

 Seccadeyle namaz kılan bazı kimseler, temizlik hassasiyetleri sebebiyle seccadeyi kapatırlar. Sonradan orada namaz kılacak kimsenin bilhassa ellerinin ve alnının temas ettiği yerler temiz olsun diye. Kimileri “Eğer kapatmazsan şeytan namaz kılar” derler.

Bunun bir aslı ve dayanağı yoktur. Eğer seccadenin secde edilen kısmını kapatmak bir gereklilik olsaydı camilerimizde de aynı şeyi yapmamız gerekirdi. Bu ise mümkün değildir. Netice olarak, namaz sonrası seccadeyi kapatmak dini bir vecibe değil, temizlik düşüncesiyle yapılan örfî bir uygulamadır.

 

Ölüler için Yasin dışında bir sure okuyabilir miyiz?

Kur’an-ı Kerim’in bütün ayetleri ve sureleri değerlidir. Bu ayetler ve surelerin hepsi de ölülerimize okunabilir. Ölülerimize özellikle yasin suresi okumamız Hz. Peygamberin tavsiyesine binaendir.

Buna göre ölülerimize yasin okuyabildiğimiz gibi Kur’an-ı Kerim’i herhangi bir suresini de okuyabiliriz. Dinen de bunda hiçbir sakınca yoktur.

Günün Ayeti

 Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.

 Ahzap 3

 Günün Hadisi

 Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur.

(Tirmizi, Tıbb 1)

Günün Sözü

Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir

(SOPHOKLES)

Günün Duası

Allah’ım bugün bizi ve sevdiklerimizi her türlü kaza ve belalardan koru

 

Bunları Biliyor muyuz?

Ashabu’l-Meymene kimdir?

  Sağ taraftakiler uğurlu kimseler anlamında Kur'anî bir terimdir. Allah'ın hoşnutluğuna uygun olan hayat tarzları dolayısıyla hesap gününde kitapları, yani amel defterleri sağ ellerine veya sağ taraflarından verilecek olanlardır.

Günün Nüktesi

 Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma…

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.

" Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak.

İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.

Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış.

Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış.  Sevinçle ustasına koşmuş.

 Usta ressam şöyle demiş: "İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi."

- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.

- Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.

- Asla bilmeyenle tartışma.

Besmele çekmeden yemek yemenin bir sakınca var mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık