Sayfa Yükleniyor...
Cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra yüzünün açılarak yakınlarına veya dostlarına son kez göstermede, dokunmada ya da onu öpmelerinde bir sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim vefat ettiğinde böyle yaptığı bilinmektedir. Aynı şekilde Hz. Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde Hz. Ebû Bekir’in de onun yüzünden örtüyü kaldırdığı, sonra da üzerine kapanıp, iki kaşının arasını hürmetle öptüğü ve ağlamağa başladığı hadis kaynaklarında nakledilmektedir (Ebû Dâvud, “Cenaiz”, 3163). Ancak vefat eden kişi kadın ise, kadın cenazenin yüzüne mahremi olan erkeklerle, kadınların bakmaları caizdir. Fakat mahremi olmayan erkeklerin herhangi bir zaruret bulunmadıkça kadın cenazenin yüzünü açıp mekruhtur.
İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür. Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır.
Kuran-ı Kerim’i hatmetmenin bir süresi yoktur. Kişi dilerse bir günde, dilerse bir yılda Kur’an-ı Kerimi hatmeder. Bunda da dinen hiçbir sakınca yoktur. Kur’an-ı Kerimi hatmetme işi daha çok kişinin okuma kabiliyetine, zamanının uygunluğuna, iş yoğunluğuna göre değişir. Ancak müsait olan bir kişinin günde bir cüz okuyarak bir ayda hatim indirmesi uygun olur. Dört günde bir cüz okumak da mümkündür. Bu noktada önemli olan husus, okuduğun ayetin mealini ve tefsirini de okuyarak, ilahi mesajı anlamaya çalışmak olmalıdır.
Abdest alırken abdeste yıkanması gereken bütün organları yıkamak ve ıslatmak farzdır. Kirpikler de abdest alırken ıslanması gereken organlardan biridir. Kirpiklere takılan takma kirpik suyun orijinal kirpikle temasını kestiği için abdest ve gusle engel olmaktadır. Bundan dolayı da abdest ve gusül eksik ve geçersiz olmaktadır.
Hamileliği engelleyecek tedbirleri almak dinen sakıncalı değildir. Bu nedenle de hamile kalmamak için doğum kontrol hapı kullanma da bir sakınca yoktur.
“Kim salih bir amel işlerse, kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur.” Casiye, 45/15.
İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır.
Buhârî, “Îmân”, 3.
İnsan gençliğinde öğrenir, ihtiyarlığında anlar. (Eschenbach)
Allah’ım bugün dinime, ülkeme, milletime ve de aileme faydalı bir iş yapmayı nasip eyle.
İki harem anlamına gelen kelime, Mekke ve Medine şehirlerini birlikte ifade etmektedir.
Rahata Erenlerden olmak…
Ebû Katâde b. Rib’î el-Ensâri’nin naklettiğine göre,
Allah Rasulü önünden geçen bir cenaze için, “Rahata eren (musterîh) veya kendisinden rahata erilen (müsterâh minhu) biri.” dedi. Yanındakiler, “Ey Allah’ın elçisi, müsterîh ve müsterâh minhu nedir? diye sordular. Allah Rasulü, “Mümin kul, dünyanın meşakkatinden ve sıkıntılarından Allah’ın rahmetine kavuşarak rahatlar, fâcir (günahkâr) bir kuldan da insanlar, beldeler, bitkiler ve hayvanlar rahata erer.” buyurdu. (Buhârî, “Rikâk”, 42.)