Sayfa Yükleniyor...
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usul ve füruu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler. Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Bir gelin kayınpederi ile hac veya umreye gidebilir mi?
Kadının yalnız başına yolculuğa çıkması uygun değildir. Bu yolculuk Hac ya da Umre için olsun fark etmez. Kadının Hac Umre ya da başka bir yere gidebilmesi için yanında bir mahremi olması gerekir. Dolayısıyla kadın hac veya umreye gidecekse yanında mutlaka bir mahremi olmalıdır. Kadının kayınpederi de babası, kardeşi, abisi, kocası, dayısı gibi birinci derecede mahremi olduğu için, onunla beraber Umre’ye ya da hac yolculuğuna gidebilir.
Çalışan bir evli bayan kazancını kocasına vermek zorunda mı?
İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah Teala bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda bir çok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19) Dolayısıyla koca hanımının kazancına el koyamaz. Ama kadın kazandığını hayat müşterektir deyip çocuklarının eğitimi, evin geçimi ya da bir başka iş için dilerse kazancını kocasına verebilir.
Abdestsiz Ayetel Kürsi ve İhlas suresini okumak caiz mi?
Kur’an-ı Kerimi abdestsiz tutmak ya da taşımak dinen caiz değildir. Ancak abdest yokken Kur’an-ı kerime dokunmadan ezberden okumanın bir sakıncası yoktur. Buna göre kişi abdestli olarak Ayetel Kürsiyi, ihlas suresini ya da bir başka ayet veya sureyi okuyabileceği gibi abdestiz olarak da kurana dokunmadan bunları ezberden okuyabilir. Ancak tabii ki Müslümanın her daim abdestli olması ya da abdestli olarak bu kısa sureleri okuması daha evladır.
Her gün mezarlığa gidilebilir mi?
Hanefi mezhebine göre kabir ziyaretini perşembe, cuma ve cumartesi günleri yapmak faziletlidir. Ancak cuma günü ziyaret etmek daha faziletlidir. Şafii mezhebine göre ise, perşembe gününün ikindi vaktinden başlamak üzere cumartesi sabahına kadar ziyaret etmek diğer gün ve vakitlerden daha faziletlidir. Buna göre kabir ziyareti için en faziletli gün Perşembe günü ikindi vaktinden sonra ve cuma günüdür. Ancak fazilet açısından en uygun bu vakit ve günler olmakla beraber diğer gün ve vakitlerde de ziyaret etmek mümkün ve caizdir.
Günün Ayeti
Gerçekten Allah’ın Kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler. (Fatır, 35/29)
Günün Hadisi
“Ademoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Ademoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tövbe edenleri affeder.” Buhari, “Rikak”, 10.
Günün Sözü
Bazen susmak, söylenen birçok sözden daha fazlasını ifade eder. Montesguieu
Günün Duası
Ya rabbi bugün bizi hiçbir konuda darda ve sıkıntıda bırakma.
Bunları Biliyor muyuz?
Bedene Nedir?
Hac esnasında işlenen cinayetlerden bazılarında keffaret olarak kesilen kurban demektir. Hac esnasında işlenen bazı ihram yasaklarına keffaret olarak, bedene büyük baş hayvan kesilmesi gerekir. Kesilen kurbanın eti, fakirlere dağıtılır.
Günün Nüktesi
Sevginin Mükafatı…
Ebu Müslim Havlani (Radiyallahu Anh) anlatıyor: “Medine’de Peygamber mescidine girdim. 30-40 kişi bir araya gelmişlerdi. Aralarında bir genç vardı. Tartıştıkları meselelerde bir karara varamazlarsa o gence soruyorlardı. Ben merak edip, “Kimdir bu genç?” dedim. “Bu, Muaz bin Cebel’dir, dediler. Ertesi günü, yine mescidde Muaz’ı gördüm. Yanına varıp, “Ben, hiç tanımadığım halde, sana karşı içimde bir sevgi duydum” dedim. Muaz, “Ne için?” dedi. “Allah için” dedim. Bunun üzerine Muaz şöyle dedi: “Eğer doğru söylüyorsan müjdeler olsun sana. Zira ben Allah Resulünden işittim ki: “Allah için birbirlerini sevip de dost olanlar, kıyamet gününde arşın gölgesinde, nurdan minberlere kurulup oturacaklardır.”